6. Hukuk Dairesi 2021/3929 E. , 2021/2519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde taraflar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin 15/11/1999 tarihinde imzalanan sözleşme ile 54 daireli lojman yapım işini üstlendiğini, davalı idarenin sözleşme dışı işler de yaptırdığını, bu işlerin olurlarını sonradan aldığını, ancak davalının ara hakedişlere giren bazı imalatları kesin hakediş ve kesin hesap aşamasında haksız olarak çıkarttığını, ayrıca sözleşme dışı yapılmış olan birçok imalatı kesin hakediş kapsamına almadığını, ayrıca bazı imalatların 2003 yılında yapılmasına rağmen 2002 birim fiyatları ile hesaplama yaptığını, davacının düzenlenen kesin hakedişleri, kesin hesabı ve sulhnameyi ihtirazi kayıt ileri sürerek imzaladığını, söz konusu tarihte davacının mali müzayaka hali içinde olduğu için kesin hesap ve hakediş raporlarını imzalamak zorunda kaldığını iddia ederek şimdilik 175.000,00 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yüklenici ile 26.12.2003 tarihli tasfiye anlaşması imzalandığını, ayrıca aynı tarihte %30 iş artışını da kapsayan 14 nolu kesin hakedişin düzenlendiği gibi, yine aynı tarihte %30 harici yapılan iş artışı için de 14 nolu kesin hakedişin düzenlendiğini, davacının söz konusu hakedişleri itiraz kaydıyla imzaladığını, ancak taraflar arasında 31/12/2003 tarihinde imzalanan ek sözleşmeyi (sulhname) davacının herhangi bir çekince sunmadan imzaladığını, söz konusu ek sözleşmenin (sulhname) 3. maddesinde "Müteahhit firma, yukarıda dökümü belirtilen meblağı almakla idareden başkaca hiçbir hak ve talep iddiasında bulunmayacaktır." hükmünün bulunduğunu, davacının imalatlar konusunda kesinlikle herhangi bir alacağının ya da hakkının bulunmadığını, düzenlenen hakedişlerde de sebepsiz bir kesinti yapılmadığını, ayrıca davacının 2002 yılı içerisinde sözleşmeye uygun şekilde yeterli düzeyde çalışmadığından defaeten idarece uyarıldığını, davacının sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ve üstlendiği işleri gereği gibi ifa etmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; uyuşmazlığa konu ek sözleşmenin (sulhnamenin) davacının ihtirazi kayıt şerhini taşıyan nüshasının davalı idare tarafından 21/01/2009 tarihli dilekçesi ekinde dava dosyasına sunulduğu, daha sonra davalının ihtirazi kayıt şerhi olmayan sulhname suretini de dava dosyasına ibraz ettiği, ancak davalının bizzat ihtirazi kayıt şerhini içeren sulhnameyi dosyaya sunmakla ve yine davacının ekonomik baskı altında sulhname imzalaması ve akabinde ihtarname ile durumu davalıya bildirmesi karşısında, davaya konu edilen alacaklar yönünden davacının davalıyı ibra ettiği ve alacağın ibra ile sona erdiği savunmasının uygun görülmediği, konuya ilişkin bakanlıktan istenen yazılarda ihtirazi kaydın sonradan davacı tarafından eklendiği iddia edilse de, belge aslının bakanlık tarafından muhafaza edilmesi karşısında bu beyana da itibar edilmeyerek alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ve taleple bağlı kalınarak 175.000,00 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fazla iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasında fazla iş yapıldığına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme dışında %30 harici yapılan işler ile ilgili olarak 31.12.2003 tarihli 3 ayrı ek sözleşme (sulhname) düzenlenmiştir. Söz konusu üç ayrı ek sözleşme (sulhname) incelendiğinde, birisinde davacı yüklenicinin çekince şerhi düşmeden imzaladığı, birisinde davacı yüklenicinin “ ekli dilekçemizdeki itiraz kaydıyla” şerhini düşerek imzaladığı, diğerinde de “ihtirazi kayıtla” şerhini düşerek imzaladığı anlaşılmıştır. Söz konusu ek sözleşmelerin(sulhnamelerin) farklı tarihlerde düzenlenmesi söz konusu olmadığından itirazı kayıt taşımayan ek sözleşmeye (sulhnameye) itibar edilmesi gerekmektedir. Bu ek sözleşmenin (sulhnamenin) davacı yüklenicinin iradesinin fesada uğratılarak veya başka bir geçersizlik hali ile imzalandığı ileri sürülüp ispat edilmediğinden mahkemece söz konusu ek sözleşmenin (sulhnamenin) davacı için bağlayıcı olduğunun kabulü gerekmektedir. Her ne kadar davacı tarafından yargılama aşamasında mali müzayaka halinde bulunduğu gerekçesiyle ek sözleşmeyi(sulhnameyi) imzalamak zorunda kalındığı iddia edilmiş ise de, davacı tacir olup, basiretli tacir olarak hareket etmesi gerektiğinden bu durumun iradesini fesada uğrattığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece bu hususlar dikkate alınarak davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, taleple bağlı kalınarak kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 23.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.