
Esas No: 2016/2422
Karar No: 2017/8426
Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2422 Esas 2017/8426 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/04/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/09/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı iddiasıyla manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, ana muhalefet partisi genel başkanı olan davalının, 22/04/2014 tarihinde partisinin TBMM grup toplantısında hakkında sarfetmiş olduğu gerçek dışı sözlerle kişilik haklarına haksız şekilde saldırıda bulunduğunu iddia ederek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davaya konu ifadelerin eleştiri sınırları içinde sarfedildiğini, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığını beyanla, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalının, davacı hakkında sarf etmiş olduğu sözlerin eleştiri sınırlarını aştığı ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; davalının, davaya konu söz ve ifadeleri TBMM’de partisinin 22/04/2014 tarihli grup toplantısında ana muhalefet partisi genel başkanı sıfatıyla sarfettiği anlaşılmaktadır. Açıklamanın yapıldığı tarih gözetildiğinde, davalının konuşmasında belirttiği hususlarla ilgili olarak davacı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın bulunduğu ve davalının, devam eden süreçte soruşturmanın seyrine ilişkin basında ve kamuoyunda yer alan güncel konuları değerlendirdiği anlaşılmaktadır.
Davalının konuşma metni bir bütün halinde değerlendirildiğinde; ana muhalefet partisi genel başkanı olarak, kendi siyasi görüşleriyle davacıya sert eleştiriler yöneltmiştir. Ayrıca davalının siyasi kişiliği ve açıklamaların toplumu ilgilendiren konulara ilişkin olması nedeni ile kamusal ilginin bulunduğu; sıfatı gereği kamuoyunu bilgilendirme ve eleştiride bulunabilmesinin olağan kabul edilmesi gerektiği, toplumun bilgi edinme hakkı kapsamında değerlendirme ve yorumlarda bulunduğu, kullanılan söz ve ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında eleştirel mahiyette olduğu ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığı sonucuna varılıp istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.