12. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/3807 Karar No: 2018/8281 Karar Tarihi: 18.09.2018
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/3807 Esas 2018/8281 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2018/3807 E. , 2018/8281 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacağa dayalı ilamlı icra takibinde borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, takibe konu alacağa ilişkin faiz miktarının hatalı hesaplandığını iddia ederek ilama aykırılık şikayetinde bulunmuş; mahkemece bilirkişiden alınan rapora göre fazla faiz talebi olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Somut olayda, takibe dayanak ... 15. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 27/12/2012 tarihli, 2009/793 E.-2012/350 K. sayılı ilamında; "...davacılardan ..."ın davasının kabulü ile 114.080 USD"nin 14/01/2000 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının USD cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte...TMSF"den tahsili ile davacı ..."a verilmesine ..." karar verildiği görülmüştür. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun"un, 3678 sayılı Yasa ile değişik 4/a maddesinde; sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı belirtilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tebliğleri gereğince, bankalar uygulayacakları azami faiz oranlarını serbestçe tespit ederek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası"na bildirmek zorundadırlar. Bildirilen bu oranlar bankaların mevduat kabulünde uygulayabilecekleri azami oranlar olup, fiilen uyguladıkları oranlar ile farklılık gösterebilmektedir. Somut olayda, mahkemece, kamu bankalarından takip konusu yabancı paraya fiilen uygulanan faiz oranlarının sorulduğu, 14/07/2015 tarihli bilirkişi raporunda; hem bankalarca bildirilen faiz oranları kıyaslanmak suretiyle en yüksek faiz oranı esas alınarak, hem de Merkez Bankası"nın web sitesinden alınan ve bankalarca Merkez Bankası"na bildirilen azami faiz oranlarını gösteren çıktılar dikkate alınarak ayrı ayrı hesaplama yapıldığı, mahkemece gerekçede kamu bankalarınca fiilen uygulandığı bildirilen en yüksek faiz oranına göre yapılan hesaplamanın dikkate alındığı belirtilmesine rağmen Merkez Bankası"na bildirilen faiz oranlarına göre yapılan hesaplama esas alınmak suretiyle fazla faiz talebinde bulunulmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, bilirkişi raporu ile şikayetçi tarafından yapılan hesaplama arasındaki farklılığın, şikayetçinin faiz miktarına ilişkin hesaplama yaparken kendi elinde bulunan verilere dayanması ve bu verilerdeki faiz oranlarının bankalarca mahkemeye doğru olarak bildirilen oranlar ile farklılık göstermesinden kaynaklandığı görülmüştür. O halde, mahkemece, bilirkişi raporunun sekizinci sayfasında B-2) başlığında yer alan, yukarıdaki ilke ve yasa maddelerine uygun olarak, devlet bankalarınca takip konusu yabancı paraya fiilen uygulandıkları bildirilen faiz oranları esas alınarak yapılan hesaplama dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.