17. Hukuk Dairesi 2016/16215 E. , 2019/8504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıların trafik sigortacısı, işleteni ve sürücüsü olduğu aracın davacı yayaya çarpması neticesinde davacının yaralanarak vücudunda ciddi sakatlıklar oluştuğunu sürekli hastaneye gitmek zorunda kaldığını, kazadan sonra işini kaybettiğini, maddi gelirinin olmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00-TL maddi, 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı ... şirketi limiti dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 23.451,09 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza nedeniyle elde ettiği gelirlerin mahsubu gerektiğini, tedavi giderinden sorumlu olmadıklarını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu, davacıya bağlanan gelirlerin mahsubu gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; kazaya karışan aracın maliki olduğunu, bakım için servise bıraktığını bu arada davalı sürücünün aracı tecrübe ederken bir bayana hafifçe çarptığını söylediklerini olayın kendisiyle ilgisinin olmadığını aracını sattığını devir yapacağı sırada kazadan haberinin olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile toplam 17.605,10-TL maddi tazminatın 19/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine (Davalı ...Ş. açısından poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere ve dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte), manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın 19/05/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve davalı ...Ş. hakkındaki manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki 2 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, davalı ... vekilinin aşağıdaki 3 nolu bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 266. (1086 Sayılı HUMK m. 275) maddesinde, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınması gerektiği hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu tedavi giderleri miktarının saptanması uzman doktor bilirkişi aracılığı ile belirlenmelidir.
Bu durumda mahkemece, konusunda uzman doktor bilirkişiden davacıda oluşan yaralanma sebebi ile Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 24.07.2015 tarihli raporuna göre davacının 9 aylık iyileşme süresi dikkate alınarak, yapılması muhtemel tedavi giderleri, ulaşım giderleri ile davacının evinin hastaneye uzaklığı, hastanede yattığı süre, tedavi süresi, tüm geliş gidişleri vb. hususlara uygun tazminat hesaplanması gerekirken, denetime elverişsiz rapora göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
3-6098 sayılı TBK"nun 56. (818 sayılı BK"nun 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kazanın meydana geldiği tarih de göz önünde bulundurularak davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha düşük manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar yüksek manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..."a geri verilmesine 25/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.