![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/4
Karar No: 2019/3590
Karar Tarihi: 09.05.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/4 Esas 2019/3590 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 177 ada 18, 19, 20, 22 ve 25 parsel sayılı sırasıyla 122.758.46, 218.251.14, 36.150.20, 63.130,11 ve 89.181,35 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve taksim nedeniyle sırasıyla ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri, ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazların taşlık, kayalık nitelikte Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve taşınmazlar üzerinde zilyetlik bulunmadığı iddiası ile tüm parseller hakkında, davacı ... ise irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 177 ada 18 parsel hakkında dava açmıştır. Yargılama sırasında ... ve ... aynı iddia ile 177 ada 20, ... aynı iddia ile 177 ada 19 ve 25 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili davaya katılmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda Hazinenin davasının kabulüne, diğer davacıların davalarının reddine, çekişmeli taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... ile davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, çekişmeli taşınmazlar tapu ve vergi kayıtlarına istinaden tespit edildiği halde, bu kayıtlar tesislerinden itibaren getirtilip kapsamları belirlenmemiş, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin süre ve niteliği üzerinde durulmamış, zilyetlik konusunda teknik bilirkişinin verdiği raporla yetinilmiş, bu konuda tanık ve bilirkişi sözlerine başvurulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için; mahkemece öncelikle, tespite dayanak vergi kayıtları ile tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavül kayıtları getirtilip dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel bilirkişiler, varsa sağ olan tespit bilirkişileri, taraf tanıkları, fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulu eşliğinde ile yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tedavülleriyle birlikte sınırları okunarak yerel bilirkişilere sorulmalı, yerel bilirkişilerce bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme imkanı tanınmalı, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli buna göre kayıtların kapsamı saptanmalı ve tapu kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden ise, taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı saptanmalı ve yöntemince zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı; ziraat bilirkişi kurulundan da, taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, süresi, toprak yapısı, niteliği, bitki örtüsü, kullanım durumu ile ilgili komşu taşınmazlarla mukayeseli olarak ayrıntılı ve fotoğraflarla desteklenmiş gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.