8. Hukuk Dairesi 2014/17643 E. , 2015/5369 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 07/05/2014
NUMARASI : 2012/104-2014/276
Z.. A.. ile C.. Ü.. aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak. davasının kabulüne dair Samsun 4. Aile Mahkemesi"nden verilen 07.05.2014 gün ve 104/276 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.03.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili A. F.G. ve karşı taraftan davacı vekili Avukat Y.. G. geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Z.. A.. vekili; tarafların 1982 yılında evlendikten sonra Almanya’ya yerleşip birlikte çalışmaya başladıklarını, tarafların çalışmaları karşılığında elde ettikleri gelirlerle ve evlilik birliği içinde davalı eş adına kayıtlı bulunan Samsun İli, .... Köyü dahilindeki 171 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ve üzerindeki triplex yazlık evi edindiklerini, ancak davalının dava konusu taşınmaz ve üzerindeki evi 175.000 TL"ye 3. bir kişiye sattığını, 175.000 TL"nin 89743 Euroya karşılık geldiğini; taraflar arasında görülen boşanma davasına bakan Alman Mahkemesi"nce vekil edeni yararına, 4650 Euro tazminata hükmedildiğini, bu tazminat miktarının düşülmesi ile kalan 85093 Euro kazançta vekil edeninin katkı payı alacağı hakkı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30000 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı C.. Ü.. vekili ise; davacının, taraflar arasında görülen boşanma davası sırasında da benzer iddialarda bulunduğunu ve tazminat talep ettiğini, boşanma davasına bakan Alman Mahkemesi"nce, tazminata ilişkin istek bakımından verilen kısmi kabul kararı uyarınca vekil edeninin davacıya 4650 Euro tazminat ödemesi gerektiğinin hüküm altına alındığını, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verildiğini, dolayısıyla kesinleşmiş yabancı mahkeme ilamının dava konusu istek bakımından kesin hüküm oluşturduğunu; kaldı ki davacının, tarafların evli oldukları dönemde hiç çalışmadığını ve gelir elde etmediğini, bu nedenle dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemenin dava konusu taşınmazın edinilmesinde davacının katkısının bulunduğu hususunun kanıtlanamadığı görüşünden hareketle verdiği davanın reddine ilişkin karar, davacı vekilinin temyizi sonunda Dairenin 05.10.2010 tarih, 2010/3287 Esas, 2010/4553 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının davasının kabulüne, taleple bağlı kalınarak 66.030 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 21.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine, tarafların dosyaya yansıyan gelirleri ile bu davalarda uygulanması gereken hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkeleri gözönüne alındığında hükmedilen katkı payı alacağında bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı husus dışındaki esasa ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine,
Davalı vekilinin faize yönelen temyiz itirazlarına gelince; dava, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazla ilgili katkı payı alacağına ilişkin olduğuna göre talep halinde faize dava dilekçesinde istenen 30.000 TL miktar için 21.05.2008 dava tarihinden, ıslah edilen 36.030 TL miktar yönünden ise 17.01.2014 ıslah tarihinden geçerli olarak yürütülmesi gerekirken hükmedilen toplam 66.030 TL"nin tamamına dava tarihinden geçerli olarak faiz yürütülmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin faize ilişkin temyiz itirazları açıklanan sebeple yerinde olup hükmün faize ilişkin bölümü yönünden bozulması gerekmekte ise de bu husus HUMK"nun 438/7. (HMK"nun 370/2.) maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 2.bendinde yer alan “… 66.030 TL (taleple bağlı kalınmak suretiyle) katkı payı alacağının dava tarihi olan 21.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine" ibarelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "… taleple bağlı kalınarak 66.030 TL toplam katkı payı alacağının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bu miktarın 30.000 TL"si için 21.05.2008 dava, 36.030 TL"si için ise 17.01.2014 ıslah tarihinden geçerli yasal faiz yürütülmesine" ibaresinin yazılmasına; hükmün düzeltilmiş bu haliyle HUMK"nun 438/7. (HMK"nun 370/2.) maddeleri gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK.m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.100,00 TL Avukatlık Ücreti"nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine, 1.132,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.