11. Hukuk Dairesi 2017/775 E. , 2018/6531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/05/2016 tarih ve 2015/186-2016/332 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka nezdinde davacı adına 18 yaşından küçük olması sebebi ile velisi sıfatı ile ... imzası ile minibank hesabı açıldığını, davacının reşit olana kadar hesabında 5.630,95 TL para biriktiğini, davacının reşit olmasının ardından kendisi adına açılan hesaptaki parasını kullanmak istediğini, ancak davalı bankaca davacının babasının bankaya borcu olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, ileri sürerek hesap üzerindeki blokenin kaldırılmasına, 5.630,95 TL’nin bloke tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu hesabın ortak hesap olduğunu, hesaptaki paraya icra dairesi tarafından haciz konulduğunu, bu nedenle davacıya ödeme yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu hesabın davacı ile dava dışı ..."nin müşterek hesabı olduğu, hesaba ... 13. İcra Müdürlüğünün 2009/26595 takip sayılı dosyasında alacaklısı Denizbank A.Ş. ve borçlusu ... ve arkadaşları olan takip dosyası sebebiyle ilgili icra müdürlüğü tarafından haciz ve blokenin konulduğu, davalı bankanın söz konusu blokeyi kendi başına tek taraflı bir işlemle koymadığı, resmi kurumun kararını infaz ettiği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa"nın 3/k bendinde "Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi" tüketici, 3/ı bendinde ise "Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem" tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa"nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa"nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK"nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı 05/08/2014 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa"nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.