21. Hukuk Dairesi 2016/9633 E. , 2017/2255 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 197.061,59 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21/03/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmedi. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
KARAR
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle, temyiz kapsamı ve nedenlerine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazasından vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, Davacı çocuk ...için 12.396,37 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, Davacı eş ... için 117.665,22 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, Davacı kardeşler ...ve yargılama sırasında vefat eden davacı anne...’ mirasçıları lehine ayrı ayrı 1.000,00 er TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 31/12/2007 den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, fazlaya ilişkin manevi tazminat talepleri ise reddedilmiştir.
Somut olayda, 31.10.2007 tarihli zararlandırıcı olayda davacıların yakını sigortalı ...’un vefat ettiği, mahkemece verilen 09.05.2013 tarihli ilk kararda davalı işverenin kusurunun olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 17.12.2013 tarih ve 2013/12647 Esas, 2013/24142 Karar sayılı ilamıyla kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, iş kazasının gerçekleşmesinde davalı işveren şirketin % 50, dava harici araç şoförünün %25 ve müteveffa işçinin %25 oranında kusurlu olduğu, mahkemece davacıların maddi tazminat istemine ilişkin hesap bilirkişiden 06.04.2015 tarihinde rapor alındı, davacının 22.05.2015 tarihli ıslah dilekçesine itibarla maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun Hükmün Kapsamı başlığını taşıyan 297.maddesinin 2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı kardeş ...’un asıl dava dosyası ile birleşen ... 8.İş Mahkemesinin 2010/845 Esas sayılı dosyasında Manevi Tazminat isteminde bulunmasına karşın bu istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3- Manevi Tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların ... ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez.
Bu açıklamalar ışığında yargılama sırasında vefat eden anne ve kardeşlerin herbiri yararına hüküm altına alınan 1.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
4- Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacılar vekilinin 22.05.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davacılar bakımından maddi tazminat istemlerini ıslah suretiyle artırdığı ve Mahkemece ıslah dilekçesindeki talep artırımı dikkate alınmak suretiyle hüküm kurulduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerle kararın incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Ne var ki varılan bu sonuç hatalı olmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 04.02.1948 gün 1944/10 E. 1948/3 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Hal böyle olunca da bozmadan sonraki yargılama aşamasında davacı tarafça yapılan ıslah işlemi dikkate alınarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle yukarıda belirtilen içtihadı birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde taraflara iadesine 21.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.