Güveni kötüye kullanma - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/3887 Esas 2014/10328 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi Esas No: 2014/3887 Karar No: 2014/10328 Karar Tarihi: 15.10.2014
Güveni kötüye kullanma - başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2014/3887 Esas 2014/10328 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir şahsın cep telefonunu kendi kullanımı için isteyip aldığı ve bu eylemin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturmadığını belirtti. Ancak, aynı şahsın başka birinin kimlik bilgilerini kullanarak aldığı kontörler nedeniyle hüküm giydiğine dair bir suçlamayı da kabul etti. Kararda TCK'nın 155/1, 52/2, 53/1, 268/1, 267/1 ve 63/1 maddelerine referans yapıldı. 155/1, 52/2 ve 53/1 maddeleri, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunu düzenlerken, 268/1 maddesi güveni kötüye kullanma suçunu, 267/1 maddesi hırsızlık suçunu ve 63/1 maddesi ise suç vasfında yanılgıya düşülmesi durumunda bozma kararı verilmesini düzenler.
9. Ceza Dairesi 2014/3887 E. , 2014/10328 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Güveni kötüye kullanma, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması Hüküm : 1-TCK"nın 155/1, 52/2, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet, 2-TCK"nın 268/1 delaleti ile 267/1, 53/1, 63/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme ilişkin olarak yapılan temyize gelince; Sanığın kullanıp iade etmek üzere katılandan cep telefonunu isteyip kontör almak bahanesiyle cep telefonunu da alarak olay yerinden uzaklaşması şeklinde gerçekleşen ve mahkemecede oluşun bu şekilde kabul edildiği olayda; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 12.06.2012 tarih, 2011/440 esas ve 2012/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere başlangıçtan itibaren hırsızlık kastıyla hareket ettiği anlaşılan sanık ile katılan arasında güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için gerekli olan zilyetliğin devrine ilişkin, katılanın aldatılmış özgür iradesiyle kurulan ve hukuken geçerli olan bir sözleşme sonucu meydana gelmiş güvenden söz edilemeyeceği, bu nedenle somut olayda güveni kötüye kullanma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı sanığın sübutu kabul edilen eyleminin hırsızlık suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.