Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/26975 Esas 2020/1840 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/26975
Karar No: 2020/1840
Karar Tarihi: 06.02.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/26975 Esas 2020/1840 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/26975 E.  ,  2020/1840 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır. Buna göre, dava dilekçesinde davacının 1.200,00 TL maaşla çalıştığını belirtmesine karşın, Mahkemece hükme esas bilirkişi raporunda davacının ücretinin net 1.350,00 TL/brüt 1.888,34 TL kabulü esas alınarak hüküm kurulması 6100 sayılı Kanun"un 26. maddesine göre talep aşımı mahiyetinde olup hatalıdır. Anılan husus gözetilmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
    3- Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.

    4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    Aktin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret, işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür.
    Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kıdemine göre 28 gün izne hak kazandığı ve dosyaya sunulan Yıllık İzin Ücreti İzin Kaydı belgesine göre davacının kullandığı 7 gün izin süresinin mahsubu ile bakiye 21 gün için hesaplama yapılmıştır. Ancak dosya içerisinde yer alan bir kısım ücret bordrosunda yıllık izin sürelerinin ve yıllık izin ücreti tahakkuklarının bulunduğu görülmektedir. Bu nedenle, bordrolarda yer alan yıllık izin sürelerine ilişkin herhangi bir araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.