8. Hukuk Dairesi 2018/13533 E. , 2021/1497 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkilinin babası muris ..."den kendisine ve diğer davalı mirasçılarına miras yolu ile intikal eden ... ili, ... Köyü, 337 nolu parsel ve 377 parsel no lu taşınmazları uzun yıllardır müvekkilinin kullandığını, müvekkilinin bu taşınmazlara üzüm bağı ve meyve ağaçları diktiğini, kendi sermayesi ile taşınmaza su kuyusu, havuz, tesisat sistemi ve su boruları yaptırdığını, ancak davalılardan ... tarafından dava konusu taşınmazlar hakkında ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/334 esas sayılı dosyasıyla açılan ve halen derdest olan ortaklığın giderilmesi davası açıldığını, 337 parsel no"lu taşınmaz üzerinde bulunan 5.000 metrekarelik üzüm bağlarının ve 377 parsel no"lu taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının, su kuyusunun, havuzun, tesisat sistemi ve su borularının mülkiyetinin müvekkile aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ... cevap dilekçesinde; 337 parsel üzerinde bulunan üzüm bağını merhum eşinin ve çocuklarının birlikte diktiklerini, o sıralarda oğlu davacı ...’in yanlarında kalmadığını,eşinin desteği ile okuduğunu, eşi muris ..."ün ölümü üzerine kendisinin ve kızı ...’nin bu parsel üzerinde bulunan meyve ağaçları, su kuyusu, havuz ve üzüm bağının bakımını üstlendiklerini, davacı da dahil olmak üzere hiçbir varisin bu konularla ilgilenmediğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan ... ve ... cevap dilekçesinde; 337 parseldeki 5000 m2 lik üzüm bağının babaları tarafından kimseden destek almadan dikildiğini, davacının o sıralarda babasının yanında kaldığını ancak okuduğu için böyle bir hizmet verme imkanının olmadığını,annesi ... ve kız kardeşi ... tarafından bakımının yapıldığını, ... tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılınca bakımına son verdiklerini, 377 parseldeki su kuyusu, havuz ve meyve ağaçlarının babası Nurettin tarafından kimseden destek alınmadan yapıldığını yine bunların bakımının da annesi ... ve kız kardeşi ... tarafından yapıldığını davanın reddini savunmuşlardır. Diğer davalılar ise davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davacı vekilinin 12.11.2015 tarihli duruşmada alınan beyanı ile, bu dava dosyasına dayanak olan ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/334 esas sayılı dava dosyasının karara bağlandığı, muhtesatın tespiti istenilen taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiği beyan etmiş olması sebebi ile davanın konusu olan taşınmazlar üzerindeki muhtesatın aidiyetinin belirlenmesi yönünden davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen hüküm süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhtesat tespiti istemine ilişkindir.
Davalılardan ...’ün ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/334 Esas sayılı dosyası ile açtığı ortaklığın giderilmesine ilişkin davada iş bu dava konusu 337 ve 377 parsellere ilişkin olarak davadan feragat etilmiş olsa da, davacı yanın temyiz dilekçesi ekinde sunduğu Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2016/763 E. 2017/9265 K. 11.12.2017 tarihli bozma ilamından da anlaşıldığı üzere davacı ... tarafından dava konusu parsellere yönelik olarak ortaklığın giderilmesi davasının devam ettirildiği ve davanın bozma sonrası derdest olduğu ve bu nedenle de hukuki yararın mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Mahkemece ortaklığın giderilmesi davası sonucunun araştırılarak ve dosyanın getirtilerek derdest olup olmadığının tespiti yapılmadan ve ortaklığın giderilmesi davalarının iki taraflı davalar olduğu da gözetilmeksizin, yazılı şekilde ortaklığın giderilmesi davasında davacının davadan feragat etmiş olduğu gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.02.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.