22. Hukuk Dairesi 2017/38502 E. , 2018/1773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının fazla çalışma, hafta ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi, sigorta primlerinin aldığı ücret üzerinden ve tam olarak gösterilmemesi sebebiyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil, yıllık izin, hafta tatili, fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacı ile aralarında işçi-işveren ilişkisi bulunmadığını, aralarında adi ortaklığın söz konusu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan ilk yargılamada davacının ve başka bir işçinin davacı olduğu dosya birlikte görülmüş asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi"nin 2015/5840 esas, 2016/16164 karar sayılı ilamı ile, birleşen davalarda; yasada sayılan davaların birleştirilebilme koşulları veya davacılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu nedenle mahkemece davaların tefrik edilerek ayrı ayrı karara bağlanması gerekirken birleştirilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulan Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına göre; tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Aynı kurallar hafta tatili alacağı için de geçerlidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı işçinin 07:00-19.00 saatleri arasında 12 saat çalıştığı, 1,5 saat ara dinlenmesiyle 10,5 saat çalıştığı, 7 gün toplam 73,5 saat çalıştığı ve 28,5 saatlik haftalık fazla çalışma süresinden pazar günü çalışmasının 1,5 saatinin fazla çalışma kabul edilip 7,5 saat pazar günü çalışmasının düşülmesiyle 21,00 saat haftalık fazla çalışma yaptığı ve davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığı değerlendirilmiştir.
Aynı gün Dairemizin incelemesinden geçen ve birlikte değerlendirilen 2017/32577 esas sayılı dosyadaki tanık beyanları da dikkate alındığında davacılar bakımından işyeri çalışma şartlarının aynı olduğu ve davacının çalışmalarının 07.00-18.00 saatleri arasında olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması dosya içeriğine uygun düşecektir.
Diğer yandan, tanık beyanlarına göre ... "haftalık tatillerini hatırlayamıyorum ben çoğunlukla davacıyı görüyordum ben hafta sonları dükkanı açıyordum davacıyı her hafta sonu yaklaşık % 90 oranında işyerinde görüyordum" şeklinde; davalı ... ... ise, "ben bazı hafta sonları çalışırım davacının oğlu Yakup ile birlikte çalıştığını görmüşlüğüm olmuştur" şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık beyanlarına göre davacının tüm hafta tatillerinde çalıştığının kabulü hatalı olmuştur.
Davacının ayda 3 hafta tatilinde çalıştığı 1 hafta tatilinde izin kullandığının kabulü dosya kapsamına daha uygun düşecektir.
3-Somut olayda hesaplanan fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili ücretlerinden hakkın özünü zedeler mahiyette yüksek nispette indirime gidilmesi hatalı olup dosya kapsamına uygun makul bir oranda indirim yapılması gerekmektedir.
Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye/ilgililere iadesine, 05.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.