11. Ceza Dairesi 2019/4292 E. , 2019/8988 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Mahkumiyet
A)Sanıklar ..., ... ve ... haklarında 2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi:
2007 takvim yılında sahte fatura kullanma suçunun cezasının, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Kanun ile değişik 359/b-1. maddesine göre onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası olduğu ve kullanılan fatura sayısı ile miktarı da dikkate alınarak, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Gerekçeli karar başlığında “2007” olarak yanlış gösterilen suç tarihinin, suça konu faturaların en son 2007 yılı Aralık ayı KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle, “25.01.2008” olarak mahallinde düzeltilmesi; adli emanetin 2012/300 sırasında kayıtlı faturaların akıbeti hakkında Mahkemece ayrıca karar verilmesi; TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklara verilen 1 yıl 6 aylık cezalardan zincirleme suç hükümleri uyarınca 5/8 oranında artırım yapılırken, cezaların ""1 yıl 17 ay 7 gün"" yerine ""1 yıl 17 ay 17 gün"" olarak tespit edildiği anlaşılmış ise de; TCK’nin 62. maddesi gereğince 1/6 indirim yapılırken sonuç cezaların “1 yıl 12 ay 10 gün” olarak doğru belirlenmesi nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümlerde eleştiri dışında bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanıkların temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,
B)Sanıklar ..., ... ve ... haklarında 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesi:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanıkların diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.06.2013 tarihli 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli bir şekilde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Sanıkların 2008 takvim yılında sahte fatura kullanma suçunu işlediklerinin iddia ve kabul olunduğu olayda; TCK"nin 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan ve TCK"nin 43. maddesindeki artırım oranının üst sınıra yakın olarak belirlendiği de gözetilmeyerek, ayrıca temel cezaların da asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi,
2-Adli emanetin 2012/300 sırasında kayıtlı suça konu faturalar hakkında herhangi bir karar verilmemesi,
3-TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.