4. Hukuk Dairesi 2017/3846 E. , 2017/8345 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/06/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12/01/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili; müvekkillerine ait araca ceza soruşturması kapsamında 22/04/2005 tarihinde haksız olarak el konulduğunu, yapılan yargılama neticesinde müvekkillerinin beraatine ve el konulan aracın iadesine karar verildiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; araca el konulduğu tarih ile teslim edildiği 05/02/2010 tarihine kadar aracın kullanılmaması nedeniyle kâr mahrumiyeti oluştuğu, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre 83.020,00 TL tazminat hesabının yapıldığı, davacıların ceza yargılamasında delil yetersizliğinden beraat etmeleri, tanımadıklarını beyan etmelerine rağmen ceza dosyasındaki diğer şüpheliler ile akraba olup telefon görüşmeleri yaptıklarının tespit edilmesi ve süresinde bu davayı açmamaları nedeniyle müterafik kusurlu kabul edilerek davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisinde bulunan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/84 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava dışı şahıs olan... tarafından haksız el koyma nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemiyle dava açıldığı; mahkemece, ceza dosyasında araç malikinin ... ve ... olduğunun belirlendiği, bu şahısların, aracı, davacıdan aldıklarını net olarak bildirdikleri, davacının resmi devri yapmadığı, bu sebeple aracın maliki gözüktüğü, söz konusu el konulan aracın davacı tarafından ceza dosyasında yargılanan ... soyisimli şahısa satıldığı, ceza davası devam ederken davacının araçla ilgili mülkiyet iddiasının bulunmadığı da dikkate alındığında; hayatın olağan akışına göre davacının araç ile mülkiyet ilişkisinin devam ettiğinin kabul edilemeyeceği ve ceza dosyasında sanık olup delil yetersizliğinden beraat eden ... ve ..."in araca el konulmasında ağır kusuru bulunduğu, ağır kusur ve araç mülkiyetinin tartışmalı olmasından dolayı tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 2011/10727-2012/15821 sayılı ilamıyla onandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda; bilirkişi raporuna göre 83.020,00 TL tazminat hesabının yapıldığı, davacı vekilinin 23/01/2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talep miktarını fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 41.510,00 TL"ye yükselttiği gözönüne alındığında ve dosya ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/84 esas sayılı dosyası ile birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece, davacıların bölüşük kusurlu olmasından dolayı 818 sayılı Borçlar Kanunu 44. maddesi uyarınca ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat tutarından uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemiş olması doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA 14/12/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerine ait araca ceza soruşturması kapsamında 22/04/2005 tarihinde haksız olarak el konulduğunu, yapılan ceza yargılaması neticesinde müvekkillerinin beraatine ve el konulan aracın iadesine karar verildiğini belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın zamanaşımından reddine dair verilen 06/05/2014 tarihli ilk kararın dairemizce “zamanaşımı süresinin dolmadığı, işin esasının incelenip, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; araca el konulduğu tarih ile teslim edildiği tarihler arasında bilirkişi raporuna göre 83.020,00 TL tazminat hesaplandığı, davacıların ceza yargılamasında delil yetersizliğinden beraat etmeleri, tanımadıklarını beyan etmelerine rağmen ceza dosyasındaki diğer şüpheliler ile akraba olup telefon görüşmeleri yaptıklarının tespit edilmesi ve süresinde bu davayı açmamaları nedeniyle müterafik kusurlu kabul edilerek davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/84 esas sayılı dosyası dava dosyasıyla birlikte incelendiğinde; mahkemece, yapılan bölüşük kusur indirimi oranı açık olmadığı gibi, ıslah dilekçesi ile arttırılan miktarın indirilmiş miktar olduğu kabul edilse dahi yapılan indirim oranı azdır. Daha üst düzeyde indirim yapılması gerekir.
Bu haliyle, indirim oranının denetime elverişli şekilde ve hesaplanan toplam tazminat miktarı üzerinden yapılması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun indirimin talep edilen miktarlar üzerinden yapılması gerektiği düşüncesine katılmamaktayım.14/12/2017