4. Hukuk Dairesi 2015/14007 E. , 2017/8338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar ... ve K.... Ltd. Şti. vekilleri Avukat ... tarafından, davalılar Orta ... Basın Yayın ... ve ... aleyhine 03/08/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 09/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı .. Nakliyat ... San. ..nin temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Davacı ..."ın temyiz itirazlarının incelenmesiyle ;
Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlalinden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı Denge Gazetesi"nin 22/03/2011, 28/03/2011, 29/03/2011, 30/03/2011, 01/04/2011, 02/04/2011, 03/04/2011, 05/04/2011, 27/04/2011 ve 01/05/2011 tarihli köşe yazılarında tamamen asılsız itham ve iddialarda bulunulduğunu, davacıyı toplum içerisinde küçük düşürerek itibarını sıfırlama amacını güttüğünü, haberde davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden ifadelerin yer aldığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, haberin güncel olduğunu ve kamu yararı bulunduğu, tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davacı ..."ın kamuya mal olmuş biri olması karşısında davalının yaptığı haberlerin içeriğinin eleştiri sınırları içinde kaldığı, haberlerin gerçek, güncel ve genel olarak toplumsal ilgiye haiz olup yayınlanmasında kamu yararı bulunduğu, haberin okuyucunun ilgisini çekmesi için çarpıcı başlıklar kullanılmış ise de bir gazetecilik tekniği olan ve ayrıntı niteliğindeki bu durumun haberin hukuka uygunluk sınırları içinde kalması sonucunu değiştirmeyeceği, bu şartlar altında ifade ve düşünce özgürlüğü ile basın özgürlüğünün davacının kişilik değerlerine üstün tutulması gerektiği ve davacının kişilik değerlerinin ihlal edilmediği, bu halde dava konusu olayda manevi tazminat isteminin yasal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür
davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir
yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve ... bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Dava dosyasının incelenmesinde; davalı ... tarafından 22 Mart 2011 tarihinden itibaren başlayarak 01 Mayıs 2011 tarihleri arasında davacı hakkında aynı konuda yazı dizisi şeklinde sekiz ayrı yazının kaleme alındığı anlaşılmaktadır.
Bu durum davacıyı taciz edici niteliğe bürünerek basının kamuoyunu bilgilendirme görevinin sınırları aşılmış; böylece davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder hale gelmiştir. Bu durumda, yayının hukuka aykırı olduğu benimsenerek davacı ... yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... yararına BOZULMASINA, davacı ... Nakliyat İnşaat .... San. Tic. Ltd. Şti."nin temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacı ..."tan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.