17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/18501 Karar No: 2019/8476 Karar Tarihi: 25.09.2019
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18501 Esas 2019/8476 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/18501 E. , 2019/8476 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.06.2019 Çarşamba günü davalı ... geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını, dava konusu taşınmazlarını borcun doğumundan sonra 26.09.2013 tarihinde diğer davalı eşi ... "ye devrettiğini, bu tasarufların mal kaçırma amacı ile yapıldığından iptalini talep etmiştir. Davalı ... vekili, satışların usule uygun yapıldığını, mal kaçırma amaçlarının olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ..., cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, hakkında takip yapılan diğer borçluların borcu karşılayacak mal varlıkları olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarının dinlenebilme koşullarından biride borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasıdır. Diğer dava koşullarında olduğu gibi bu koşulunda karar kesinleşinceye kadar varlığını devam ettirmesi gereklidir. Somut olayda, takip konusu borcun, karardan sonra 12.06.2019 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar, davalılar tarafından 19.07.2019 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettikleri belirtilmiş ise de HMK"nun 307.maddesine göre davadan feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, davalıların davadan feragat etme gibi bir hakları olmadığından bu yöndeki beyanları dikkate alınmamıştır. Bu durumda, davanın konusu kalmadığından, mahkemece, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların yargılama giderleri hakkındaki açımklamaları dikkate alınarak yargılama giderlerine hükmedilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. 2-Kabule göre ise, tasarrufun iptali davalarında aciz hali davada taraf olan borçlu yönünden araştırılması ve var olması gereken bir koşul olup, diğer takip borçluların borcu ödeme imkanı bu davanın görülmesine engel olmadığından mahkemeninin bu yöndeki kabulü yerinde olmadığı gibi, davanın ön koşul yokluğundan reddi halinde AAÜT"nin 7/2.maddesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücnretine hükmedilmesi de isabetli olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.