MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin ve taşınmazın diğer maliklerinin dava dışı .....’la arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, bir süre sonra ....."ın taşınmaz maliklerinin muvafakati ile sözleşmeyi aynı koşullarda davalı S.S. Panorama ... Kooperatifi"ne devrettiğini, sözleşme hükümlerine aykırı bir dağıtım ve usulsüz kur"a çekimi yapıldığını ve kendisine düşen bağımsız bölümlerinde teslim edilmediğini ileri sürerek, müvekkiline isabet etmesi ve tapuya tescili gereken 2.28 adet bağımsız bölümün müvekkiline teslimi ve tapuda adına tescilini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL nesafet farkını, şimdilik 5.000,00 TL kira tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında anahtar teslim yapılması gereken inşaatı sözleşme hükümlerine uygun iskânı alınmış durumda teslim etmediği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2)Dava, arsa payı karşılığı insaat sözleşmesinden kayaklanmaktadır.
Mehkemece hükme esas alınan bilirkişi raporları denetime elverişli ve yeterli görülmemiştir. Mahkemece yeniden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, inşaatın sözleşme ve projeye uygun yapılmadığı dikkate alınarak inşaatın fiili durumu ve blok sayısına göre davacıya düşecek bağımsız bölüm sayısı ve dairelerin büyüklüğü denetime elverişli şekilde tespit edilmelidir.
Davacıya ait bağımsız bölümler henüz teslim ve tescil edilmediği için bu aşamada nesafet farkı istenemez. Öncelikle yukarı da belirtildiği şekilde davacıya düşecek bağımsız bölümler tereddütsüz tespit ve teslim edildikten sonra varsa nesafet farkına hükmedilmelidir. Kaldı ki, dosya arasındaki bilirkişi raporundaki hesaplama kendi içinde çelişkili ve denetime elverişli değildir. Nesafet farkına hükmedilecekse bu konuda da yeniden alınacak raporda; sözleşmedeki paylaşım oranına göre davacıya fiilen teslim edilen bağımsız bölümlerin; kat, konum ve yapı farkları gibi durumlar dikkate alınarak nesafet farkı talebiyle ilgili bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan rapora istinaden karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.
3) Davalının temyiz itirazlarına gelince;
Davacı dava dilekçesinde şimdilik 5.000,00 TL kira bedeli isteminde bulunmuş olup ve ayrıca ıslah söz konusu olmamasına rağmen mahkemece 45.096,00 TL kiraya hükmedilmesi HMK’nun 26. maddesi gereğince talebe bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmiş olup, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve ( 3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.