(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2015/19822 E. , 2015/26658 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ...ve ... Mühendislik vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı; davalı ..."nın ihale ettiği ... Enerji İletşim Nakil Hattı temel alt montaj işlerinde diğer davalılar yüklenici ve yüklenici alt işvereni emrinde 149 gün kalıp beton ve hat direklerinin çekimi işinde ekip başı olarak çalıştığını, günlük ücretinin 300,00 TL olduğunu, haftanın her günü, resmi tatillerde aralıksız olarak günlük 13-14 saat çalışmasına rağmen kendisine çalıştığı süre boyunca ücret alacaklarının ödenmediği gibi, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti de ödenmediğini belirterek; ücret, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücret alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununda 32"nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanunun 323"ncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı Yasanın 8"nci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37"nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı günlük net 300,00 TL ücretle çalıştığını iddia etmiş, davacı tanıkları ücretini 250,00 TL olarak beyan etmişlerdir. Davalılar ise davacının, bordroda gösterildiği gibi asgari ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece ... Sanayi ve Ticaret Odası’ndan yapılan araştırmaya cevaben davacının 2012 yılında günlük net 230,00 TL, 2013 yılında günlük net 250,00 TL ücret alabileceği bildirilmiştir ve bildirilen bu miktar üzerinden ücret alacakları hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Ancak mahkemenin emsal ücret araştırmasını işyerinin bulunduğu yer ticaret odasından sorarak yapması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gitmesi gerekirken ... Sanayi ve Ticaret Odasından bildirilen emsal ücrete göre karar vermesi hatalı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, yeniden yapılacak inceleme neticesinde belirlenecek ücrete göre davacının alacakları yeniden hesaplattırılarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.