10. Hukuk Dairesi 2020/8706 E. , 2020/7242 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 3. İş Mahkemesi
Dava, sigorta başlangıcı tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,davacının 26/12/1983 tarihinde ... İmalat hanesinde işe girdiğini, o tarihten itibaren sigortasının başlatıldığını, sigorta hizmetinin bir kaç yıl öncesine kadar dökümanlarda gözüktüğünü, fakat ne olduysa artık kaydının çıkmadığını, kuruma gittiğini ve sorduğunu ancak düzeltilmediğini bu nedenlerle sigortasının 26.12.1983 tarihinden i tibarne tespit edilerek hizmetlerinin tarafına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; işyerinde 1997 yılının üçüncü döneminde ...tescil numaralı iş yerinde çalışmaya başladığı ve daha önce dönemde çalışmasının olmadığını, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, davacının giriş bildirgesi varsa da hangi tarihte verildiği ve imzanın aitliği tespit edilmesini, çalışmanın fiili olup olmadığının araştırılarak karar verilmesini ve davanın reddini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından, “... 15049148 sicil numarasının 1983 yılı serilerinden olduğu, 26.12.1983 tarihli işe giriş bildirgesinin 01.01.1984 tarihinde kuruma verildiği, davacının 35379.51 nolu ... Atölyesi ünvanlı iş yerinde 26.12.1983 tarihinde ilk işe giriş belgesini imzaladığı, işe giriş bildirgesinin fiili çalışmanın karinesi sayıldığı, davacının 1983 tarihindeki çalışmasının tanık beyanları ile de sabit olduğu " gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı Kurum vekili,mahkemenin eksik inceleme ve araştırma sonucu yanılgılı değerlendirme ile verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunu HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, istinaf gerekçeleriyle kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar,kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.
Davaya konu olayla ilgili olarak çıraklık statüsünün irdelenmesi gerekli olup, 506 sayılı Kanunun 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanun"da tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunu’na göre, çıraklar teorik ve pratik eğitime tabi tutulurlar. Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının uyuşmazlık konusu dönemde çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçekten de çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Konu ile ilgili olarak 3308 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde çırak olabilmek için aranan şartlar arasında
“...a) 14 yaşını doldurmuş, 19 yaşından gün almamış olmak.
b) En az ilköğretim okulu mezunu olmak.
c) Bünyesi ve sağlık durumu gireceği mesleğin gerektirdiği işleri yapmaya uygun olmak.”hususları düzenlenmiş ve aynı maddeye 4702 sayılı Yasa"nın 9. maddesi ile eklenen fıkra ile 10.07.2001 tarihinden itibaren de 19 yaşından gün almış olanlardan daha önce çıraklık eğitiminden geçmemiş olanlar, yaşlarına ve eğitim seviyelerine uygun olarak düzenlenecek mesleki eğitim programlarına göre çıraklık eğitimine alınabileceği hükmü getirilmiştir.
Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
Her ne kadar Mahkemece, davacının İl Milli Eğitim Müdürlüğü nezdinde çıraklık kaydına ve öğrencilik kaydına rastlanmadığı,dinlenen tanık beyanları kapsamında davacının çırak olarak değil de normal ücret alıp çalışan işçi niteliğinde görülmek suretiyle hüküm kurulmuşsa da yapılan yapılan inceleme eksik araştırmaya dayalıdır. Mahkemece iş yerinde yapılan işin niteliği,kapsam ve kapasitesi,davacının burada yapmış olduğu çalışmanın iş yerindeki üretime katkısının olup olmadığı yani çalışmanın bir mesleğin öğrenilmesine yönelik olarak çıraklık ilişkisine mi, yoksa diğer çalışanlar gibi üretime yönelik olarak mı gerçekleştiği incelenmek suretiyle çalışma olgusu ve niteliği şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenip, sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 16.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.