Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/20400
Karar No: 2019/8460
Karar Tarihi: 24.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/20400 Esas 2019/8460 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/20400 E.  ,  2019/8460 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkili Şirkete "İnşaat Tüm Riskler Sigorta" poliçesi ile sigortalı bulunan ... İstanbul Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş"nin ... İstanbul Eğlence Merkezi-1 inşaat sahasında, 28.05.2011 tarihinde sigortalısının topraklama kablosunun hırsızlık eylemleri ile çalındığını, çalınma olayından dolayı müvekkilinin, sigortalısı ... şirketine 12.07.2011 tarihinde 7.299,00 Euro ödeme yaptığını, şantiye sahasının güvenlik hizmeti alınan davalı ... Güvenlik Ltd.Şti"nin koruması altında bulunduğunu, çalınan kablodan davalı güvenlik şirketinin sorumlu olduğunu belirterek davalıdan 17.392,78 TL"nin 12.07.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, yetki itirazında bulunmak suretiyle; davacının yaptığı ödemeyi, hırsızlık olayını gerçekleştiren şahıslardan talep edebileceğini, uğranılan zarardan ötürü müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 16.843,00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dava, İnşaat ... Sigorta sözleşmesine dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir. Davacı, sigortalısının halefi olarak işbu davayı açmıştır. Sigorta şirketi ancak sigorta poliçesi hükümleri çerçevesinde ödeme yapmakla yükümlü olduğu tazminatı ödedikten sonra bunu 6102 sayılı TTK"nın 1472. Maddesi (6762 sayılı TTK madde 1301) gereğince rizikonun gerçekleşmesine neden olan kimseye rücu edebilir. Bunun dışında poliçede teminat dışında kalan hallerde yapılan ödemelerden dolayı sigortacının rücu davası açması mümkün değildir.
    Diğer yönden, 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren İnşaat Sigortası Genel Şartlarının C/3 maddesinde; sigortalının, sigorta konusu inşaat işleri ile malzeme, teçhizat, tesisat ve makinelerin emniyeti ve korunması için, sigortalı değilmiş gibi gerekli ihtimamı göstermekle yükümlü olduğu, ifade edilmiş, "Teminat Dışında Kalan Kıymetler ve Haller" in düzenlendiği, A-4 maddesinin (j) bendinde ise; sigortalının veya onun yerine kaim olan sorumlu kişinin, kasdı ve ayrıca sözleşme varsa ağır kusurundan kaynaklanan ziya ve hasarların teminat kapsamı dışında kaldığı hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda; davacı ... ile sigortalısı ... İstanbul Gayrimenkul Yatırım ve Geliştirme A.Ş. arasında 12.05.2011 tarihli "inşaat tüm riskler sigorta poliçesi",dava dışı sigortalı ile davalı Şirket arasında ise 24.03.2011 tarihli özel güvenlik sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde; 28.05.2011 tarihinde dava dışı sigortalıya ait inşaat sahasında meydana gelen topraklama kabloların çalınması olayında projenin güvenlik ve denetim hizmetlerini sağlamakla yükümlü olan davalı şirketin kusurlu olduğunu iddia etmiş, davalı ... Koruma San. ve Tic.Ltd.Şti vekili ise, hırsızlık olayında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, inşaat alanındaki güvenlik tedbirlerinin arttırılması için bir çok defa uyarıda bulunduklarını, bildirilen önlemlerin önceden alınmadığını savunmuştur.
    Mahkemece hükme esas alınan 29/12/2014 havale tarihli kök bilirkişi heyet raporunda davalı güvenlik şirketinin sorumluluğu 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun hükümleri yönünden değerlendirilmiş, 17.04.2015 tarihli 2. bilirkişi heyet raporunda ise; dosya içerisinde yer alan, davaya konu hırsızlık olayından önce davalı şirket tarafından hazırlanan 01.05.2011 tarihli, ... İnşaat Projesinde güvenlik konuları ile ilgili görülen eksiklikleri ve yapılması gereken iyileştirme ve tavsiyeleri içeren "bildirim raporunun" davacı sigortacıyı bağlamadığı değerlendirmesi yapılmış ise de,
    bilirkişi raporları hükme esas almaya elverişli olmayıp, yukarıda anılan düzenlemeler, özel güvenlik hizmet sözleşmesi ve poliçenin ilgili hükümleri çerçevesinde, dava dışı sigortalı ile davalı özel güvenlik şirketinin inşaat alanındaki güvenlik tedbirlerinin alınması ve sözleşmeden ve poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri, dolayısıyla davaya konu hırsızlık olayının meydana gelmesinde tarafların kusur oranları ve olayın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı konularında yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece; öncelikle, davacının ödemesinin dayanağı olan "İnşaat Tüm Riskler Sigorta" poliçesinin tüm sayfalarını içerir örneğinin dosyaya getirtilmesi ve bu poliçede sigortalıya yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığının saptanması; bundan sonra, gerekiyorsa mahallinde konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak, davacının sigortalısına şahsi olarak güvenlik önlemi alma konusunda poliçeyle yüklenen yükümlülük bulunup bulunmadığı hususu da gözetilmek suretiyle; davalının hırsızlık olayının gerçekleşmesindeki kusur oranının belirlenmesi konularında ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi