Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/286
Karar No: 2014/1063
Karar Tarihi: 17.12.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/286 Esas 2014/1063 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/286 E.  ,  2014/1063 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “maddi ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1.İş Mahkemesi’nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.04.2012 gün ve 2007/378 E.- 2012/262 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesi’nin 03.04.2013 gün ve 2012/19645 E.-2013/6544 K. sayılı ilamı ile;
    (...Dava, iş kazası sonucu oluşan sürekli iş göremezlik nedeniyle davacının manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Bu tür davalarda sigortalıda oluşan iş göremezlik oranının tazminat miktarını doğrudan etkileyeceği açıktır.
    Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19.maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45.maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.
    Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95.maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
    Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
    Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1.maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5.maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahli Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56.maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.
    Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
    Somut olayda, davacı da oluşan zararı meydana getiren olayın SSK’ca iş kazası olarak kabul edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün 28.07.2008 tarih 1379 sayılı yazısında özetle: Davacının maluliyetinin tespitine dair herhangi bir sağlık raporu bulunmadığından dolayı herhangi bir işlem yapılamadığının belirtildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda sigortalı yararına hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının 5510 sayılı Yasa"daki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmektedir.
    Yapılacak iş; sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranını yukarıda açıklandığı şekilde yöntemince araştırıp sonucuna göre dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek manevi tazminat miktarını belirlemek ve maluliyete göre ağır bedensel zarara uğramışsa yakınlarına yansıma yoluyla manevi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinden ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, işkazası sonucu uğranılan zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacılardan Kıymet’in işyeri servis aracının karıştığı trafik-iş kazası sonucu yaralanması nedeniyle, tedavisi için yapılan harcamalar ile işgücü kaybı ve çalışamayacak olması nedeniyle gerek Kıymet’in gerekse anne ve babası olan diğer davacıların doğan maddi zararlarıyla, yaşanan manevi acı karşılığı tazminata hükmedilmesini talep etmiş, bilahare davanın uzamaması amacıyla maddi tazminat taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiştir.
    Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle, kazanın işyeri veya işverene ait araçta değil, dava dışı şirkete ait araçta meydana gelmesi nedeniyle olayın iş kazası değil trafik kazası olduğu ve asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, üçüncü kişinin %100 kusurunun illiyet bağını keseceğini, taşıma işinin üçüncü kişi tarafından yapılması nedeniyle şirketlerinin kazada sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı .... temsilcisi cevap dilekçesinde özetle, davalıya ait aracın trafik (zorunlu mali mesuliyet) sigorta poliçesinin şirketlerince yapıldığını, manevi tazminat taleplerinin KTK 92.madde uyarınca kapsam dışında kaldığını, sürücünün kusuru ve davacıların zararının kanıtlanması durumunda poliçe limiti dahilinde ödeme yapılabileceğini, aksi takdirde haklarındaki davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
    Kazaya karışan aracın sürücüsü ve maliki olan diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, “bilirkişi raporu uyarınca olayın iş kazası olduğu, davalı sürücünün %75, işveren şirketin %25 oranında kusurlu olduğu, aracın işleteni olan davalının sürücünün kusuru nedeniyle müteselsil sorumlu olduğunun kabulü ile kaza nedeniyle davacı ...’in kafa travması, sağ medial malleol kırığı tanısıyla tedavi altına alındığı, uzun yargılama sürecinde sürekli işgöremezlik oranı konusundaki işlemlerin sonuçlandırılamadığı, davacının olay tarihinde 26 yaşında iken, genç yaşta geçirdiği kaza nedeniyle ağır travmaya maruz kaldığı, tanık anlatımlarına göre hamileliğinin kaza nedeniyle son bulduğu ve halen psikolojik sorunlar yaşaması nedeniyle evlilik yaşamının da kaza nedeniyle ağır sarsıntı geçirdiği” gerekçesiyle, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne; maddi tazminat isteminin davacılar vekilinin talebini atiye terk beyanı gözetilerek, maddi tazminata ilişkin istem konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davalı işveren vekilinin temyizi üzerine, Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulmuş, mahkemece, “SGK’na çok sayıda yazı yazıldıktan sonra verilen cevapta, rücuan tazminat davası açılmadığı, işgöremezlik geliri bağlanmadığının bildirilmesi üzerine maddi tazminat konusundaki istemin davacı tarafça geri alındığı, davacı ...’in 19.04.2007-16.05.2007 dönemi yatarak tedavi, 01.05.2008 tarihine kadar istirahatlı ve işgöremezlik ödeneğinden yararlanarak geçirdiği süreye ilişkin kayıtların mevcut olduğu, ayrıca manevi tazminatın beş yıllık yargılama sürecinde hüküm altına alınamayışı ve davacılar dışındaki etkenlerden kaynaklanan gerekçelerle ertelenmesinin adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde bulunduğu, yargılama sürecinin de ek bir manevi eziyete dönüşmemesi adına, manevi tazminat davasının doğasına uygun olduğu düşünülen bir yaklaşımla ve davacının maddi tazminat konusundaki beyanı da dikkate alınarak hükme bağlandığı, öte yandan manevi tazminat, hukuka aykırı tecavüzden doğan acı, elem ve ızdırabın telafisini amaçladığından; yine, yakınına yönelik ihlal nedeniyle, bu kişiyle duygusal bağ içindeki yakınlarının doğrudan doğruya kendi kişilik haklarının ihlali sonucu doğduğundan; manevi tazminat konusunun hükme bağlanabilmesi için kaza sonrası yaşanan süreç, toplanan kanıtlar ile dinlenen tanık anlatımlarının yeterli bulunduğu ve manevi tazminat tutarının belirlenmesinde unsur olarak ele alınabilirse de gözetilme zorunluluğu bulunmayan sürekli işgöremezlik oranının kesin biçimde belirlenmesine gerek duyulmadığı; buna karşın dava dilekçesinde dile getirilen tutardan esaslı indirim yapıldığı, sürekli işgöremezlik durumu oluşmadan manevi tazminata hükmedilemeyeceği yönünde bir düzenleme de bulunmadığı” gerekçesiyle, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin olarak direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Uyuşmazlık, manevi tazminat miktarının belirlenebilmesi için işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının saptanması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
    Bilindiği üzere, hukuk düzenince korunan kişisel değerlerin tamamı, kişilik hakkının konusunu oluşturur. Kişisel değerler, insanın insan oluşu nedeniyle sahip olduğu vücut, sağlık, yaşam gibi bedensel bütünlüğe bağlı değerler ile ruhsal bütünlük, faaliyet özgürlüğü gibi ruhsal değerleri kapsar (Kılıçoğlu, Ahmet; Hukuksal Sorumluluk, Ankara 1993, 2.baskı, s.6). Kişisel değerlere yapılan saldırı 4721 sayılı Medeni Kanun’un 24.maddesi ile hukuken koruma altına alınmış olup, maddede yer alan hukuksal korumadan yararlanılabilmesi için saldırı yanında haksız fiilin diğer bir unsuru olan zararın kanıtlanması da zorunludur.
    Bu kapsamda bir haksız fiil olan iş kazası sonucu sigortalıda oluşan işgöremezlik oranı; sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerini, diğer bir ifadeyle iş kazası sonucu meydana gelen zararı ve dolayısıyla tazminatın miktarını doğrudan etkilediğinden, sigortalıda oluşan sürekli işgöremezlik oranının saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır.
    O halde kural olarak, sigortalı yararına hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’ndaki düzenlemeye uygun olarak hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekmektedir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda; sigortalı yararına hükmedilecek manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan sürekli işgöremezlik oranının somut olay yönünden de saptanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de, çoğunluk tarafından somut olayın özellikleri gereğince direnme konusu uyuşmazlık yönünden sigortalıda işkazası sonucu meydana gelen zarar yönünden sürekli işgöremezlik oranını saptanmasına gerek olmadığı kabul edilmiştir.
    O halde yukarıda da belirtildiği üzere somut olayın özelliğine göre; davacılardan Kıymet’e ait ve dosya içerisinde bulunan sağlık kurulu raporlarının içeriği; kazanın, oluş şekli ile ölüm ve birden fazla sigortalının yaralanması ile sonuçlanması; davacıların kaza sonrası ve tedavi sürecinde yaşadıklarına ilişkin tanık beyanları ile temyiz edenin sıfatına ve mahkemece dosya kapsamına göre talep edilen manevi tazminat miktarlarından yapılan indirim miktarına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
    S O N U Ç : Davalılardan ... Tekstil San. ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na eklenen "Geçici Madde 3" atfıyla direnme kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (1.280,55 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 17.12.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi