13. Hukuk Dairesi 2015/19130 E. , 2017/6207 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, 01.08.2008 tarihinde davalı ... yönetimi ile site alanı içindeki peyzaj alanındaki ağaç ve bitkilerin periyodik bakımı için sözleşme yaptıklarını, sözleşmenin 29.02.2012 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini ve sözleşme konusu alanın eksiksiz şekilde davalıya tesliminin gerçekleştiğini, tutanak tutulduğunu, davalının ücretlerinin bir kısmını ödediğini ancak halen bakiye 3.399,00 TL ücret alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle başlattıkları takibe itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının edimlerini gerektiği gibi yerine getirmediğini, bahçedeki huş ağaçlarının doğru bakım yapılmaması nedeniyle kuruduğunu, değişimininde yapılmadığını, bu nedenle davacının ücret alacağını talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davalı ... içindeki yeşil alanların bakımına ilişkin hizmet sözleşmesinden doğan ücret alacağına ilişkindir. Davacı, sözleşme gereği edimlerini ifa ettiği halde ücretinin tam olarak ödenmediğinden bahisle bakiye alacağı için başlattığı icra takibine itirazın iptalini istemiş, davalı ise bakım yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini savunmuş ve asıl kendilerinin davacıdan kuruyan ağaçlar nedeniyle alacaklı olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporuna göre davacının bakım yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşıldığından bakiye ücreti talep edemeyeceği kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 2008 yılında kurulmuş olduğu, ek protokoller ile devamının sağlanmış olduğu ve karşılıklı olarak feshedildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının edimlerini gereği gibi ifa edip etmediği ve ücret alacağının bakiye kısmını tahsil etmesine engel bir durumun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı her ne kadar davacının edimlerini ifa etmediğini savunsada, 05.03.2012 tarihli teslim tutanağından davacının tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği anlaşılmaktadır ayrıca davalı tarafından davacıya aksi yönde bir yazılı bildirim yapıldığına ilişkin bir belgede ibraz edilememiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde, böyle bir durumda, davalının ücret ödeme yükümlülüğünden kurtulup fesih hakkına sahip olabilmesi için, davalının davacıya en az 3 kere yazılı bildirim yapması gerekliliği hüküm altına alınmıştır. Kal dı ki, davalının yargılama sırasında kuruyan bitkilere yönelik takas mahsup talebinde bulunmadığı, sadece böyle bir zararının olduğunu ve bu nedenle davacıdan alacaklı olduğunu savunduğu anlaşılmıştır. Davalının bu savunması ayrı bir dava konusu olup, eğer bir zarar doğmuş ise davalının ayrı bir dava ile bu zararının tazminini istemesi gereklidir. Bu dava konusu ücret alacağına ilişkin olup, dosya kapsamından davacının edimlerini ifa etmiş olduğunun anlaşılmasına göre, kalan bakiye ücreti var ise buna yönelik hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.