Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/11950
Karar No: 2016/4357
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11950 Esas 2016/4357 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirketin alacaklı olduğu bono, kefil hanesinde davacının adının yazılması nedeniyle mahkemeye menfi tespit davası açılmıştır. Mahkeme, bononun şirket kaşesi üzerinde iki imza ile düzenlendiği ve imzaların her ikisinin de şirketi temsil ve ilzama yetkili olan davacıya ait olduğu tespit edilmiştir. İkinci imzanın aval için atıldığı kabul edilerek, davacının bonoda avalist sıfatı ile sorumlu olduğu hükmüne varılmıştır. Ancak karşı oyda belirtildiği gibi, davacının kefil olarak sorumluluğundan söz edilebilmesi için senede atılan ikinci imzanın şirket kaşesi üzerinde atılmaması gerekmekteydi. Bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: Poliçelerin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 10. maddesi ve Türk Ticaret Kanunu'nun 700-701. maddeleri.
19. Hukuk Dairesi         2015/11950 E.  ,  2016/4357 K.
"İçtihat Metni"


Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 07/04/2015
NUMARASI : 2014/122-2015/202


Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup, düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin yetkilisi olduğu ..."nin davalı şirkete olan borcu nedeniyle davaya konu bonoyu şirketi temsilen şirket kaşesi üzerine çift imza atmak suretiyle düzenleyip davalıya verdiğini, ancak söz konusu bononun boş olan kefil hanesine müvekkilinin adı ve soyadı yazılarak davalı tarafından hem dava dışı şirket aleyhine hem de müvekkili aleyhine takip başlatıldığını belirterek, müvekkilinin dava konusu bonodan dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının adının bononun tanzimi sırasında yazıldığını, davacının hem yetkilisi olduğu şirket adına hem de kefil olarak imza attığını, kaldı ki imzalardan birinin kaşenin altındaki boşluğa atıldığını, davacının benzer şekilde imzaladığı dava konusu dışındaki bir bonoya dayalı olarak başlattıkları icra takibinde davacının icra müdürlüğüne borcu kabul edip ödeme taahhüdünde bulunduğu, davacının kötüniyetli olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, borçlu şirket temsilcisi davacının bonodan dolayı şahsen sorumlu olması için borçlu şirket kaşesi dışında senet üzerinde açığa atılmış bir imzanın bulunması gerektiği, dava konusu bonoda keşideci şirket yetkilisi olan davacının her iki imzasının da şirket kaşesi üzerine atıldığı, bu itibarla davacının şahsen sorumlu olmadığı, imzaların şirket adına atılmış olduğu, davalının iddia ettiği diğer icra dosyasındaki senetle ilgili kabul beyanı olmasının dava konusu takibi etkilemeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Takip ve dava konusu bononun keşidecisi dava dışı ...., lehtarı davalı ..."dir. Söz konusu bononun keşideci şirketi temsil ve ilzama yetkili olan davacı ... tarafından düzenlendiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Keşideci ...."nin, davacı ..."un tek imzası ile temsil ve ilzam edileceği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bononun keşideci şirket kaşesi üzerinde iki imza ile düzenlendiği ve imzaların her ikisininde şirketi temsil ve ilzama yetkili olan davacı ..."a ait olduğu sabittir. Bu durumda şirket kaşesi üzerindeki imzalardan birinin şirketi temsilen ikinci imzanın ise aval veren sıfatıyla atıldığının kabulü gerekir. Zira bonoda, avalist olarak davacı ...."un ismi yazılıdır.




Bu da ikinci imzanın aval için atıldığının göstergesidir. ..."un isminin avalist olarak sonradan yazıldığı yönündeki iddia da kanıtlanamamıştır. Hal böyle olunca, davacının bonoda avalist sıfatı ile sorumlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/03/2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.






KARŞI OY YAZISI

Dava, ... İcra Müdürlüğü"nün ... takip sayılı dosyasında takip konusu yapılan 30.09.2011 vade, 10.04.2011 tanzim ve 17.750 TL bedelli bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, dava ve takip konusu bonoda keşideci olarak dava dışı şirketin yer aldığını, şirket kaşesi üzerine atılan imzaların şirket yetkilisi sıfatıyla ve şirket adına borçlanma iradesiyle atıldığını iddia etmektedir.
Uyuşmazlık, takip konusu senette şirket kaşesi üzerine atılan ikinci imzanın davacının aval veren sıfatıyla şahsen sorumluluğunu gerektirip gerektirmeyeceği hususundadır.
Aval, 6102 sayılı TTK"nın 700 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Yasanın 701/3. maddesi uyarınca muhatabın veya düzenleyenin imzaları hariç olmak üzere poliçenin yüzüne atılan her imza aval şerhi sayılır. Ancak somut olayda keşideci tüzel kişi olup bonoda şirket kaşesi ve üzerine atılmış iki imza bulunmaktadır. Davacı şirket yetkilisinin aval veren olarak şahsen sorumluluğunun bulunması için senede atılan ikinci imzanın şirket kaşesi üzerinde atılmaması gerekmektedir. Aynı kişi tarafından kaşe üzerine atılan ikinci imza aval hükmünde değildir. Davacının bu durumda aval veren olarak sorumluluğundan söz edilemeyecektir. Bono da kefil bölümünde davacının isminin yazılmış olması ise bu durumu değiştirmez. Çünkü aval için sadece imza yeterli olup ayrıca ad ve soyad yazılması da gerekli değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 05.10.2011 tarih ... E. ... K. sayılı kararı, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 15.06.2010 tarih ve ... sayılı kararı)
Tüm bu açıklamalar karşısında usul ve yasaya uygun yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan saygıdeğer çoğunluğun bozma şeklinde gerçekleşen kararına katılmıyoruz.10.03.2016






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi