3. Hukuk Dairesi 2014/8941 E. , 2015/915 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2012/49-2012/446
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı C.. V.. adına 5402484 nolu tesisata ait elektrik tüketim borcundan dolayı, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen muhtelif tarih ve 15.108,64 TL meblağı faturadan doğan borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünün 2009/17481 Esas sayılı icra dosyası ile yasal takibata başlandığı ve ödeme emrinin borçlu tarafa tebellüğ edildiğini, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek, takibin kaldığı yerden devamına ve % 40"dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; takip dosyasına yaptıkları itirazları tekrar ettiklerini ancak sözleşmeye göre elektrik tesisatının kurulu olduğu yerin ibadethane olup, bu konudaki 5784 sayılı Yasanın geçici 17.maddesine göre bu borcun Diyanet İşleri Başkanlığınca ödenmesi gerektiğini, husumet itirazında bulunduklarını, sözleşmede anılan yerin ibadethane olarak geçtiğini, elektrik tesisatının kurulu olduğu yerin vakfın şube binası olduğunu savunmuştur.
Mahkemece; her ne kadar, itirazın iptali davalarının, davalının itirazının davacıya tebliğinden itibarenden 1 yıllık kesin süre içerisinde açılması gerekiyorsa da, kamusal bir kuruluşun 2 yılı aşkın bir süre sonra itirazın iptali davasını açması ve icra takip dosyasında itirazın tebliğ edildiğine dair belgenin bulunmaması nedeniyle, davanın süresinde açıldığının kabulünün TMK m.2 ile bağdaşmayacağı, bu sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmü yer almaktadır.
Anılan yasa maddesinde de açıkça belirtildiği gibi; itirazın iptali davası açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlar. Bunun dışında bir yol (harici öğrenme v.s) öngörülmemiştir. Nitekim, aynı Kanun"un 62/2. madde ve fıkra hükmünde de, itirazın alacaklıya tebliği zorunluluğu getirilmiştir.
Dosya kapsamına göre, itirazın alacaklıya tebliğ edildiğine dair evrakın dosyada bulunmadığı, itiraz tarihinin 18.11.2009 olduğu, eldeki davanın ise 27.1.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı alacaklıya itirazın tebliğ edilmediğinin kesin olarak tespit edilmesi durumunda, İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin davacının itirazı öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı dikkate alınarak, hak düşürücü sürenin buna göre belirlenerek, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.01 .2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.