Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/571
Karar No: 2014/1058
Karar Tarihi: 17.12.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/571 Esas 2014/1058 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/571 E.  ,  2014/1058 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mah.sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki “tapu iptal ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce (Tüketici Mah. Sıfatıyla) “mahkemenin görevsizliğine” dair verilen 24.12.2009 gün ve 2009/410 E., 2009/320 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 08.07.2010 gün ve 2010/7057 E., 2010/7985 K. sayılı ilamı ile:
    (...Davacılar, tüketici mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemesine açtıkları davada 75 sayılı parselde davalılar arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşa edilen binada muris babaları ..."un yüklenici ..."ten 2 no"lu bağımsız bölümü satın aldığını, inşaatın tamamlandığını belirterek adlarına tescilini istemişlerdir.
    Mahkemece davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği belirtilerek mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz konut niteliğindedir. Anılan yasanın (e) bendindeki tanıma göre tüketici: bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiyi, (f) bendindeki tanıma göre de satıcı: kamu tüzel kişileri dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetler kapsamındaki tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 23.maddesi hükmüne göre de, bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
    Somut olayda da; davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan zorunluluktur. Mahkemece çekişmenin esasının incelenip bir karar verilmesi gerekir iken yanlış değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.  

     
        HUKUK GENEL KURULU KARARI  
     
    Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:  
    Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.  
    Davacılar vekili; davalılar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükleniciye isabet eden dairelerden 321 ada 75 parselde bulunan 2 numaralı bağımsız bölümün müvekkillerinin murisi ... tarafından yükleniciden satın alındığını, taşınmazın müvekkillerinin murisine teslim edildiğini, ancak tapudan devrinin verilmediğini belirterek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, cevap vermemişlerdir.  
    Yerel Mahkemece, davanın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle tüketici mahkemesinin görevli olmadığına dair verilen karar; davacılar vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarı yazılı gerekçeyle bozulmuş, Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme hükmü, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.  
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi mi olduğu noktasında toplanmaktadır.
    Somut olaya uygulanması gereken mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde; bu kanunun amacının, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmek olduğu açıklanmış; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmü öngörülmüştür.  
    Aynı Kanunun 4822 sayılı Kanunla değiştirilen 3. maddesinin (e) bendinde, tüketici, “Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiler” şeklinde tarif edilmiş; (f) bendinde, satıcı, “Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri”, (c) bendinde ise, mal, “Alış-verişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları” ifade eder hükmüne yer verilmiştir.  
    Burada hemen belirtilmelidir ki tüketici, ticari dağıtım zincirinin nihai halkasını oluşturur; ekonominin nihai hedefi olan tüketicinin, satıcı karşısında daha  etkin olarak korunması gereği, tüketici hukukunun temel düşüncesini oluşturmaktadır.  
    Bu noktada tüketici, üretilip piyasaya sürülen ve üretim sürecinin hiçbir aşamasında bilgi sahibi olmadığı  ürün veya  sunulan hizmeti satın aldığı bir ilişkide doğal olarak zayıf durumdadır.  
    Yasa koyucunun iradesi tüketiciyi 4077 sayılı Kanun kapsamında korumak olup, üretim aşamasında bilgi sahibi olmadığı malları veya sunulan hizmetleri satın alan ve sözleşmede satıcıya karşı zayıf durumda olan tüketicinin, sonradan bu mal veya hizmetlerin teslim edilmemesi veya ayıplı çıkması sonucu doğan zararının tazmin edilmesini sağlamaktır.    
    Şu açıklamalar çerçevesinde; konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar, az yukarıda sözü edilen 4077 sayılı Kanunun 3/c kapsamına alındığına göre; her halükarda tüketici hukuku hükümleri kapsamında korunması gerektiği açıktır. Eş söyleyişle, yasa koyucunun iradesinin, yüklenici tarafından inşaatı tamamlanmadan veya kat mülkiyeti oluşturulmadan satışa sunulmuş olan konutlar ve yazlıkları satın alan tüketicileri de kapsadığı kuşkusuzdur.  
    Böylesi bir satım sözleşmesinde tüketicinin, imalatçı olan yükleniciye karşı güçsüz durumda olduğu, bilgi edinme ve ekonomik çıkarlarının korunması haklarını kullanamadığı her türlü duraksamadan uzaktır. Dolayısıyla, satışa konu edilen konutun tesliminde sorun çıkması halinde, 4077 sayılı Kanunun himayesine sığınabilecektir.  
    Kısaca, konut alım satımına dair uyuşmazlıkların 4077 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi için mutlaka yapılmış olan konutun veya kat mülkiyeti oluşturulmuş konutun alım-satıma konu olması söz konusu olmayıp, böyle bir sonuç 4077 sayılı Kanunun amacına da aykırıdır. 
    Nitekim; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.10.2005 gün ve E:2005/14-490, K:2005/563; 14.12.2005 gün ve E:2005/13-637, K:2005/731; 15.11.2006 gün ve E:2006/13-644, K:2006/707 sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.  
    Somut olayda dava konusu taşınmazın konut olarak kullanılmak üzere yükleniciden satın alındığı anlaşılmaktadır. Tarafların 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da tanımı yapılan ve yukarıda açıklanan tüketici ve satıcı sıfatlarını taşıdığı ve uyuşmazlığın 4077 Sayılı Kanun kapsamında bulunduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Aynı Kanunun 23. maddesinde ise; bu Kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıklara Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı hükme bağlanmıştır.  
    Hal böyle olunca; Yerel Mahkemece, aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyularak işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Hukuk Genel Kurulu’ndaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, davada öncelikle yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa malikine karşı yüklendiği edimini yerine getirip getirmediğinin tartışılması gerektiği bu nedenle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olmadığı görüşü dile getirilmiş ise de çoğunluk tarafından bu görüşe iştirak edilmemiştir.  
    Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.  
    S O N U Ç : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.12.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi