14. Hukuk Dairesi 2016/16615 E. , 2019/8507 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/09/2012 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09/02/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı SGK vekili, davalı Maliye Bakanlığı vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 06.11.2010 tarihinde vefat eden muris ...’nin terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı SGK vekili, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı Maliye Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde, murisin 01.01.1998 tarihinde alkollü içecek satışlarıyla ilgili ... Meşr. San ve Tic. Koll. Şti.’nin ortağı olarak gelir vergisi mükellefiyetinin açıldığını, murisin ortağı ve müdürü olduğu ... Meşr. Yiy. Mad. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin 25.10.1994’te faaliyete başladığını ve faaliyetinin halen devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, TMK"nin 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin murisin ölüm tarihinde borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının ölüm tarihi esas alınarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüte neden olmayacak şekilde belirlenmesi, mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir.
Dosya içeriğinden vergi dairesine ve SGK’ya olan borcun, murisin şahsi borcu değil, ortağı olduğu ... ... Meşrubat San. ve Tic. İth. İhr. A.Ş. ile ... Meşr. San ve Tic. Koll. Şti.’nin, ortağı ve yöneticisi olduğu ... Meşr. Yiy. Mad. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin borcu olduğu anlaşılmaktadır.
Murisin ortağı ve yöneticisi olduğu ... Meşr. Yiy. Mad. İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin borçları bakımından; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.7.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.5.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin temsilcisi olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan temsilcisi olarak da şahsi sorumluluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin "Yasal temsilcisi" olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, değil ise murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, murisin ortağı olduğu ... ... Meşrubat San. ve Tic. İth. İhr. A.Ş. ile ... Meşr. San ve Tic. Koll. Şti. ile ilgili de araştırma yapılmalı, terekenin pasifi değerlendirilirken bu şirketlerin borçları sebebiyle murisin sorumluluğu göz önünde bulundurulmalı, terekenin aktifinin tespitinde ise murisin anılan şirketlerdeki payı, alacağı vs. dikkate alınmalıdır.
Ayrıca, mahkemece terekenin aktifi ve pasifi araştırılırken de ölüm tarihinin esas alınmadığı görülmektedir. O halde mahkemece yapılması gereken iş, murisin 06.11.2010 tarihi itibariyle tapuda taşınmazının, trafik sicilinde araç kaydının, bankalarda mevduatının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili tapu, emniyet ve banka şubelerine yazı yazılmalıdır. SGK ve Kartal Vergi Dairesi Başkanlığı’na, dosya içerisinde bulunan ... 5. İcra Dairesi’nin 2008/10380, 2008/3114, 2007/3443, 2008/18146 ve 2008/7737, ... 1. İcra Dairesi’nin 2009/1346, ... 13. İcra Dairesi’nin 2008/7664 ve ... 7. İcra Dairesi’nin 2009/1059 sayılı dosyalarına olan borçlarının ölüm tarihi itibariyle miktarı belirlenmeli, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında murisin ölüm tarihi itibariyle sorumlu olduğu miktar yönünden konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmalıdır. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır. Terekenin ve davacının durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kabule göre de, davanın niteliği gereği davalı-alacaklıların, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama gideri ve harçtan davalıların değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.