16. Hukuk Dairesi 2016/8190 E. , 2019/3545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 803 parsel sayılı 18.833,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın miras bırakanı ...’dan intikal ettiği ve muris terekesinin taksim edilmediği iddiasına dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras bırakanı ... mirasçıları adına miras payları oranında tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve davacının tek başına dava açamayacağı gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; dava, üçüncü kişiye karşı açılan ve miras payının adına tescili talep edilen bir dava olmayıp, dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istemine ilişkindir. Dolayısı ile mahkemenin davacının dava açma yetkisi bulunmadığından ret kararı vermesi isabetli bulunmamaktadır. Diğer taraftan elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez. Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; muris ...’nın davacı dışında mirasçıları bulunduğu ve davalı Hazine"nin de terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; mahkemece, davacı tarafa, muris ...’nın mirasçılarının tamamının davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayini için süre verilmesi, aktif dava ehliyetinin sağlanması halinde ise davanın esasını girilerek iddia ve savunma çevresinde tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.