Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1290
Karar No: 2014/1057
Karar Tarihi: 17.12.2014

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1290 Esas 2014/1057 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1290 E.  ,  2014/1057 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “tapu iptali ve tescil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincan 4.Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davanın reddine dair verilen 22.05.2012 gün ve 2011/465 E.-2012/230 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi"nin 03.12.2012 gün ve 2012/10418 E.-2012/14263 K. sayılı ilamı ile;
    (...Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava dışı vekil Kenan"a 551 parsel sayılı taşınmazda 6000 m2"lik bölümün satışını amaçlayan 14.10.2009 tarihli geniş yetkili vekaletname verildiği, vekilin 04.10.2010, 13.06.2011 ve 29.06.2011 tarihlerinde muhtelif kişilere satış vaadinde bulunduğu, daha sonra 28.07.2011 tarihinde dava dışı..."e 10/279 payı sattığı,..."in de bu payı 29.07.2011 tarihinde davalı ..."e devrettiği, onun da davalılar Kemal, Satı, Müslim ile dava dışı Keziban"a pay satışlarında bulunduğu görülmektedir.
    Davacı, dava dışı vekil ile davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettiklerini ve kendisini zararlandırdıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    İddianın ileri sürülüş biçimi itibariyle davada vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayanıldığı açıktır.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3.maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne varki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2.maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olayda; mahkemece değer tespiti yapılmamış, dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile satış bedelleri arasında bir kıyaslama yapılmamış, kısa aralıklarla taşınmazı satın alan davalıların iyi niyetli olup olmadıklarının değerlendirilmesi bakımından davacının gösterdiği deliller tam toplanmamış, tanık dinlenmemiştir.
    Hal böyle olunca, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle davanın reddedilmesi doğru değildir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulu"nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Yerel Mahkemece, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Daire"ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur. Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme hükmünü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yerel mahkeme ile Özel Daire arasında çıkan uyuşmazlık; mahkemece verilen kararın eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle vekil Kemal Tıpırdamaz ve taşınmazı devreden... hakkında ceza davası açılmış bulunmasına, mahkemece ceza dosyası getirtilerek bu konuda inceleme ve araştırma yapılmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarda gösterilen ilave nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi