3. Hukuk Dairesi 2021/1470 E. , 2021/3454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile yapmış olduğu harici satış sözleşmesi ile, Muğla ili, ... ilçesi ... Köyü ... ada ... parselde kayıtlı bulunan .... Etap 14. Blok 106 nolu bağımsız bölümü satın aldığını, satış bedeli olarak davalı tarafa toplam 65.422,00 Euro karşılığı 193.577,53 TL (T.C. Merkez Bankası 12/01/2014 tarihli Euro kuru 2,9586 TL olarak alınmak üzere) ödeme yaptığını, ancak davalının bu taşınmazı dava dışı üçüncü kişiye satarak tapuda devrettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, harici taşınmaz satım sözleşmesi nedeniyle ödenen 193.557,53 TL"nin denkleştirici adalet ilkesi gereği dava tarihinde ulaştığı alım gücünün faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davacı ile aralarında yapılan harici satış sözleşmesi gereği dava konusu taşımazın davacıya teslim edildiğini ve halen kullanımında olduğunu, şirketlerinin bir dönem avukatlığını yapan şahsın dava konusu taşınmaz da dahil olmak üzere kendilerine ait olan pek çok taşınmazı şirketten habersiz üçüncü kişilere devrettiğini, yapılan bu devir işlemleri ile ilgili açılan tapu iptal tescil davalarının halen devam ettiğini, dava olumlu sonuçlandığında taşınmazı davacıya devretmeye hazır olduklarını, davacının ödediği bedeli ve faizini talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, 65.422,00 Euro"nun davacıya ödenecek gün T.C. Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden çevrilmek suretiyle Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 04/12/2017 tarihli, 2016/16041 E. ve 2017/16957 K. sayılı ilamı ile, mahkemece, ödenen bedelin (65.422,00 Euro) satış tarihindeki resmi döviz kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının belirlenerek, bu bedelin dava tarihi itibariyle ulaştığı alım gücünün (çeşitli ekonomik etkenlerin TEFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) uzman bilirkişiden alınacak bilirkişi raporu ile belirlenerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, davacının talebi aşılmak suretiyle, 65.422,00 Euro"nun ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığının iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca taşınmazın dava tarihi itibariyle davacının zilyetliğinde ve tasarrufunda bulunduğu, zilyetlik devam ettiği sürece faize hükmedilemeyeceği ve taşınmazın iade anından itibaren faize hükmedileceği hususu gözardı edilerek, hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin de doğru görülmediği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan mahkemece; davacı tarafından ödenen bedelin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi göre ulaştığı değerin hesaplanması hususunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, rapor uyarınca; davanın kabulüne, 180.758,37 TL"nin, davaya konu 535 Ada, 1 parsel sayılı taşınmazın davacı tarafından davalıya iade edildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 23. maddesinin 2. fıkrasında tüketiciler tarafından açılan davaların harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Ancak söz konusu muafiyet yalnızca tüketiciler için getirilmiş olup, davada satıcı konumunda bulunan davalı yönünden herhangi bir maufiyet söz konusu değildir. Yargı harçları yargılama gideri kapsamında olduğundan mahkemece resen değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece davalının, davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanacak karar ilam harcından sorumlu tutulması gerekirken, ""Davanın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına"" şeklinde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. bendinde yer alan " Davanın niteliği itibariyle harç alınmasına yer olmadığına" cümlesinin çıkarılarak yerine "Harçlar Tarifesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap olunan 12.347,60 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.