4. Hukuk Dairesi 2021/460 E. , 2021/3000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki araç hasarı nedeniyle tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve adli yardım istemli olarak dahili davalı ... ve ... ... vekili ile adli yardım istemli olarak dahili davalılar ..., ..., ..."a velayeten ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
1) Davalı ... mirasçıları ... ve ... ... vekili ile ..., ..., ...’a velayeten ... temyiz dilekçeleriyle birlikte adli yardım isteminde bulunmuşlardır. Adli yardım istemi kanun yoluna başvuru sırasında istendiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336. maddenin 3. fıkrası uyarınca adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
6100 sayılı Kanun’un 334. maddesinde “(1) Kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin, gereken yargılama veya takip giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olan kimseler, iddia ve savunmalarında, geçici hukuka korunma taleplerinde ve icra takibinde, taleplerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler. (2) Kamuya yararlı dernek ve vakıflar, iddia ve savunmalarında haklı göründükleri ve mali açıdan zor duruma düşmeden gerekli giderleri kısmen veya tamamen ödeyemeyecek durumda oldukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler. (3) Yabancıların adli yardımdan yararlanabilmeleri ayrıca karşılıklılık şartına bağlıdır” hükmü getirilmiştir. Aynı Kanun’un 336. maddesinde ise “(2) Talepte bulunan kişi, iddiasının özeti ile birlikte, iddiasını dayandıracağı delilleri ve yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali duruma ilişkin belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır. (3) Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya yapılır. (4) Adli yardım talebine ilişkin evrak, her türlü harç ve vergiden muaftır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; temyize gelen davalı ... mirasçılarının yukarıda belirtilen kanun hükmünün öngördüğü şartları taşıdığı anlaşıldığından, adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilerek işin esasının incelemesine geçildi.
2) Davacı ... açtığı asıl davada, davalıların sürücüsü oldukları araçların çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen, birleşen davada aynı kazada ölen polis memurunun mirasçılarına 2330 sayılı Kanun uyarınca ödenen nakdi tazminatın rücuen kusurları oranında tahsilini istemiş, idare mahkemesi kararına dayalı olarak dava dışı polis memurlarının mirasçılarına ödenen tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle 26/05/2011 tarihinde asıl ve birleşen davayı ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı ... davanın reddi gerektiğini savunmuş, yargılama sırasında 15/02/2003 tarihinde vefat eden davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne dair verilen 28/02/2001 tarihli hüküm, davacı vekili ile davalı ...’in temyizi üzerine, Dairemizin 16/04/2012 tarihli ve 2002/4045 esas, 2002/4907 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27/02/2004 tarihli hüküm, davacı vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 01/07/2004 tarihli ve 2004/7963 esas, 2004/8656 karar sayılı ilamı ile ceza dosyasının sonucunun beklenilmesi gerektiğine değinilerek bozulmuştur. Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; araç hasar bedeli yönünden verilen karar kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın ve ıslah isteminin davalı ... mirasçıları yönünden kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile ... mirasçıları ... ve ... ... vekili, ..., ..., ...’a velayeten ... tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen, araç hasarı nedeniyle tazminat, 2330 sayılı Kanun uyarınca rücuen tazminat ve idare mahkemesi kararı uyarınca ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili istemlerine ilişkindir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 605. maddesinin 1. fıkrasında "gerçek ret", 2. fıkrasında ise "mirasın hükmen reddi" düzenlenmiş ve ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Mirasın hükmen reddi davası, alacaklılara karşı herhangi bir süreye bağlı olmaksızın, miras paylaşılıncaya kadar her zaman açılabileceği gibi, mirasçılar aleyhine alacaklılar tarafından açılmış davada da her aşamada terekenin borca batık olduğu savunması ileri sürülebilir. 4721 sayılı Kanun’un 605. maddesinin 2. fıkrasında düzenleme altına alınan hükmi ret (terekenin borca batık olduğu def’i) sadece ileri süren mirasçılar yönünden gözetilebilir.
Davalı ... mirasçısı ... yargılama sırasında bilirkişi raporuna yönelik itirazında ve ... ve ... ... vekili ile diğer mirasçılar temyiz dilekçelerinde, miras bırakanın terekesinin borca batık ve ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmişlerdir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece yargılama aşamasında bu konuda bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek, tereke pasifinin aktifinden fazla olması yanında; mirasçıların terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gereklidir.
Bu kapsamda mahkemece; davalı ... mirasçılarının terekenin borca batık olduğuna ilişkin göstereceği deliller toplanıp, ilgili kurumlara yazılar yazılıp mirasçılar bakımından mirasın hükmen reddi koşullarının oluşup oluşmadığının ve terekenin aktif ve pasifi ile mirasçıların terekeyi sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunup bulunmadıklarının araştırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyize gelen davalı ... mirasçılarının adli yardım taleplerinin kabulüne, temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte belirtilen nedenle BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize gelen dahili davalıların ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, 14/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.