Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/10670
Karar No: 2018/2034
Karar Tarihi: 26.02.2018

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/10670 Esas 2018/2034 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2017/10670 E.  ,  2018/2034 K.

    "İçtihat Metni"


    İhbarname No : KYB - 2017/2886
    Hakaret ve iftira suçlarından şüpheli Banu ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/11/2015 tarihli ve 2015/60187 soruşturma, 2015/104693 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İSTANBUL Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11.01.2016 tarihli ve 2015/3254 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müşteki vekilinin şüphelinin hakaret ettiği iddiası üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca suçun maddi unsurlarının oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca 2015/60187 soruşturma sayılı dosyasında müşteki şüpheli olarak yer alan ..."ın müşteki sıfatı ve vekili aracılığıyla verdiği 27.04.2015 tarihli dilekçesinde, aracı ile yolda giderken takip edildiğini, düşmanları tarafından kendisine tuzak kurulduğunu, bir süre sonra aracının önünün kesildiğini, aracının önünü kesen şahıslardan birinin yanına gelerek 3 gün içinde 2.000,00 Türk lirası vermesi gerektiğini, parayı istedikleri yere koymasını söyleyediklerini, korktuğunu ve hemen arabası ile kaçtığını belirttiği, yine..."ın müşteki sıfatı ile verdiği 31/07/2015 tarihli dilekçesinde yanında telefon ile konuşan kişilerin ..."ın adamı olduğunu ve telefon ile konuşuyormuş gibi yapıp aslında kendisini tehdit ettiklerini belirttiği, ...ile ... arasında miras nedeniyle husumet bulunduğu,..."ın dosyaya yansıyan ifadelerinin, tutarsız ve abartılı olup, ... hakkında soruşturma başlatılması amacıyla verildiği nazara alındığında, şüpheli hakkında delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte olduğu, söz konusu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden
    itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 09.01.2017 gün ve 13099 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16.01.2017 gün ve KYB/2017...2886 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hakaret ve iftira suçlarından şüpheli ...hakkında yapılan şikayet üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, şikayetçinin iftira ve hakaret suçlarına ilişkin karşı suçlamaların abartılı bir algıya dayalı, tutarsız anlatımlara rağmen bir takım olgu ve gelişmelere dayanan iddialar olması nedeniyle ve şikayet dilekçesinde muhtemelen şüphelinin anlatımlarını esas almış olsa da vekilinin suç vasıflandırmalarından kaynaklanan suçlamalarının hakaret ve iftira suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği; şikayet dilekçelerindeki, şikayet hakkının kullanılmasına elverişli olgularla bağlantılı olarak yapılan vasıflandırmaların yargı merciileri bakımından bağlayıcı olmadığı, suç fiili olarak gerçekleşmediği bilinen olayların hikaye edilmiş olmaması halinde "iftira", "suç uydurma, veya iddialardaki rencide edici suçlama nedeniyle "hakaret" suçlarının konusu olamayacağı; şikayet dilekçelerindeki bu tür vasıflandırma ve anlatımların özel olarak hakaret amacını taşıdığının açık olmaması halinde dilekçe sahibinin hukuk bilgisi ve olayların hukuk alanındaki karşılığı bakımından yetersiz bilgisi ve/veya müvekkil vekil ilişkisinin etik boyutuyla bağlantılı olduğu kanaatiyle delil yetersizliği ve yüklenen suçların unsurlarıyla gerçekleşmediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, şikayetçi vekilinin karara itirazı üzerine, İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği"nin 11.01.2016 tarih, 2015/3254 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.

    ./..
    S/3


    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet Savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK.nun 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet Savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet Savcısının kamu davası açmasını gerektirir ki bu kabul, lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir. Somut olayda şikayetçi vekili, şüphelinin şikayetçi hakkında verdiği şikayet dilekçeleri ve ifadelerinde şikayetçiye isnat ettiği gerçeğe aykırı eylemlerle müvekkilinin onur, şeref ve saygınlığına saldırıda bulunduğu ve iftira attığından bahisle şikayetçi olmuş ise de; şüphelinin söz konusu dilekçeler ve beyanlarında makul şüpheye dayalı şikayet hakkını kullandığı, şüphelinin şikayetinin Anayasanın 74. maddesiyle de güvence altına alınan şikayet ve başvuru hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla; kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından bahisle bu karara yönelik itirazın reddine karar veren İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliğinin 11.01.2016 tarihli ve 2015/3254 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun bulunmuştur.
    Adalet Bakanlığı"nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarname içeriği, açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi