12. Ceza Dairesi 2020/1062 E. , 2020/6651 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçundan sanıklar ... ile ...’in beraatlerine dair hükümlere yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar, sanıklar ... ile ... müdafii, sanıklar ..., ..., ... ve ...’in beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Temyiz isteminin reddine ilişkin ek karara yönelik sanıklar ... ile ... müdafinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklar ... ile ... müdafinin yüzüne karşı 26.04.2016 tarihinde verilen hükümleri, 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra, 25.05.2016 tarihinde temyiz etmesi nedeniyle mahkemece verilen temyiz isteminin reddine ilişkin 26.05.2016 tarihli ve 2014/233 esas, 2016/292 karar sayılı ek kararın usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından; sanıklar ... ile ... müdafinin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın isteme uygun olarak ONANMASINA,
B) Sanıkların beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede; ilçe emniyet müdürü olan sanık ... ile aynı ilçede kaymakam olarak görev yapan katılan ... arasında 24.05.2013 günü saat 11:35:55 sularında emniyet müdürlüğüne ait hat üzerinden yapılan ve İl Emniyet Müdürlükleri Acil Çağrı Hizmetleri Yönergesi gereğince katılanın bilgisi olmaksızın kaydedilen görüşmenin içeriğinin, aynı gün sanık ...’in yazılı talimatına dayalı olarak polis memuru olan diğer sanıklar tarafından çözümü yapılıp, tutanağa bağlanmasından dolayı sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket edip, haberleşme içeriğini üçüncü şahısların öğrenmelerine neden olmak suretiyle TCK’nın 37/1. madde ve fıkrası kapsamında müşterek fail olarak TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasında tanımlanan kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçunu işlediklerinin iddia edildiği gözetilerek yapılan incelemede:
Şikayete konu telefon görüşmesi esnasında şahsının ve kurumunun itibarını zedeleyecek söylemlerde bulunulduğuna dair iddialarını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak, güvence altına alma amacını taşıyan sanık ...’in, yalnızca soruşturma makamları ile paylaşılan telefon görüşmesinin tarafı olması karşısında, sanıklara yüklenen TCK’nın 37/1. madde ve fıkrası atfıyla aynı Kanunun TCK’nın 132/2. madde ve fıkrasındaki suçun yasal unsurlarının oluşmadığı; ayrıca, kaydedilen haberleşme içeriğinin, alenen; yani, belirsiz sayıdaki kişiler tarafından algılanabilir şekilde ifşa edilmemesi nedeniyle sanıklara isnat edilen eylem TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasındaki kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini alenen ifşa etme suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi, arşive alınan kısa süreli görüşme sırasında, katılanın özel yaşam alanına dahil ve onun özel hayatının gizliliğini ihlal edecek bir husus konuşulmadığından TCK"nın 134. maddesindeki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının da somut olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından, sanıkların kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini ifşa etme suçundan CMK’nın 223/2-a madde, fıkra ve bendi gereğince ayrı ayrı beraatlerine dair yerel mahkemenin kabulünde dosya kapsamına göre bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.05.2013 tarihli, 2013/11-87-245 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, vekalet ücreti kişisel hakka ilişkin olup, kişisel hakka ilişkin kanuna aykırılıkların Yargıtay tarafından bozma konusu yapılabilmesi için, hükmün karşı hak sahibi tarafından temyiz edilmiş olması gerekir. Bu sebeple, hakkında beraat kararı verilen ve kendilerini vekil ile temsil ettiren sanıklar ... ile ... yararına, Hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre, bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmemesinin isabetsiz olduğuna, eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, eleştiri dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan beraata ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.