19. Hukuk Dairesi 2015/11298 E. , 2016/4349 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya 2010,2011 ve 2012 yıllarında yaptığı satışlar nedeniyle 31.01.2012 tarihinde yapılan mutabakat gereği bu tarih itibariyle 94.247,11 TL alacaklı olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tarafların sat-öde şeklinde çalıştıklarını, davacının sözleşmeye aykırı şekilde takip başlattığını, müvekkilince davacıya gönderilen 26.04.2012 tarihli iadeli taahhütlü mektupla satılmayan ve mektuba ekli listede gösterilen 87.695,75 TL +KDV tutarındaki ürünün mağazalardan alınmasının istendiğini, sözleşmenin 4.2 maddesi uyarınca müvekkilinin ürünleri iade ve geri fatura etme hakkına sahip olduğunu, yine sözleşmenin 4.4 maddesi uyarınca satılamayan ve yazılı ihbara rağmen 30 gün içinde alınmayan ürünlerin müvekkilinin malı sayılacağını, davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasında 14.04.2010 tarihli sat-öde şeklinde işleyen sözleşme uyarınca tarafların satım gerçekleştikten 30 gün sonra ödemenin yapılacağı konusunda anlaştıkları, sözleşmenin 4.2 ve 4.4 maddeleri uyarınca satılamayan ürünlerin davacıya iadesi konusunda davalıya hak tanındığı, satılamayan ve ihbara rağmen davacı tarafından iade alınmayan ürünlerin mülkiyetinin davalıya geçeceği, somut olayda takip tarihinden 7 gün sonra davalının davacıya gönderdiği yazı ile 87.695,75 TL+KDV tutarındaki ürünleri iade hakkını kullandığı, davacının ise bu ürünleri 30 gün içinde iade almadığı, sözleşme gereğince malların mülkiyetinin davalıya geçtiği, bu durumda davacının davalıdan alacağının bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı aleyhine 13.04.2012 tarihinde, “ 31.12.2011 tarihli hesap mutabakatı kapsamında cari hesap bakiye alacağı ile 2012 yılına ait ödenmemiş faturalar cari hesap bakiyesi alacağına” dayalı olarak davaya konu ilamsız icra takibini başlatmış, davalının itirazı üzerine de iş bu itirazın iptali davası açılmıştır.
Takipten önce taraflar arasında bir mutabakat yapılmış ve davalı taraf 31.01.2012 tarihli ve mutabakat başlıklı belge ile 31.12.2011 tarihi itibariyle cari hesabının 94.247,11 TL alacak bakiyesi verdiğini belirtmiştir. Dosyaya sunulan 23.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihi olan 13.04.2012 tarihinde davalı kayıtlarında davacının 108.407,53 TL alacaklı göründüğü, hatta davalı yanın takipten ve davadan sonra ödemeler yaptığı ve 21.05.2013 tarihinde halen kendi defterlerinde 56.164,87 TL davacıya borçlu göründüğü tespiti yapılmıştır.
İtirazın iptali davalarında davalının borçluluk durumu ve itirazının yerinde olup olmadığı takip tarihi itibariyle değerlendirilerek hükme bağlanmalıdır.
Öte yandan davacı yan taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2. ve 4.4. maddelerinin genel işlem koşullarına aykırı olduğu ve yine davalının 26.04.2012 tarihli iade yazısının alacağın ödenmemesine yönelik olduğunu, bu yazıdaki ürünlerin ne kadarın mevcut olup olmadığının ve hangi mağazada olduğu hususlarının belli olmadığını da ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece davacı yanca ileri sürülen bu hususların karar yerinde tartışılıp değerlendirilmemesi doğru olmadığı gibi itirazın iptali davalarıyla ilgili olarak yukarıda açıklanan hususlar da gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına 1.350.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.