![Abaküs Yazılım](/7.png)
Esas No: 2020/800
Karar No: 2021/922
Karar Tarihi: 02.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/800 Esas 2021/922 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/739 Esas
KARAR NO : 2021/847
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı bankanın Turgutlu Şubesi ile davalı ... .... Tic. ve San A.Ş. arasında Kredi genel sözleşmesi imzalandığını, diğer davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borçlarının zamanında ödenmemesi üzerine ihtarname keşide edildiğini, ihtar sonrası İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E. Sayılı dosyasında takibe başlandığını, borca ve faize itiraz üzerine takibin durduğunu, uygulanan temerrüt faiz oranının sözleşmeye uygun olduğunu, davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davacı banka tarafından uygun kat ihtarı gönderilmediğini, ihtarnamede 1 günlük süre verilmiş olup yasal şartları taşımadığını, davacı banka nezdinde kullandırılan bacı krediler için KGF kredisi olduğu fon tarafından yapılan tahsilatlara ilişkin dava dilekçesinde açıklama bulunduğunu, kredilerin teminatına 2 adet taşınmaz ipoteği verildiğini, davacı bankanın söz konusu ihtara ilişkin çok sayıda takip açtığını, aynı alacak için birden çok takip açılmış ise derdestlik itirazında bulunduklarını, takibe konu kredilerin bazılarının KGF teminatlı olarak kullandırılmış olup fon ödemesi olup olmadığının sorulmasını talep ettiklerini, ipotek takibi ile ilamsız takibini ilişkilendirmeden takipleri açtığını, yapılması gerekenin asıl borçlu hakkında ipotek sonuçlandırılarak rehin açığı belgesi ile yeni takip açması ve ipotek miktarı dışındaki tutar üzerinden ilamsız takip yapılması gerektiğini, takibe konu kredinin teminatını teşkil eden ipoteklerin takibe konulduğu İzmir.........İcra Müd. ... E., İzmir ... İcra Müd. ....... E. sayılı dosyalara dair itirazların sayın mahkemece dikkate alınmasını, davacı bankanın haksız ve mesnetsiz , hukuka aykırı davasının reddine karar verilesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 22. İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı dosyası, banka kayıtları, kredi sözleşmesi, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; "... Sayın Mahkemenin ara kararı çerçevesinde yapılan incelemelerin ayrıntıları yukarıda açıklanmış olup, bankanın belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
Davacı Banka ile davalı ... .... Tic. ve San A.Ş arasında 07.04.2017 düzenleme tarihli 750.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış, Davalı ... sözleşmeyi 750.000.-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda kefil olunan tutar, kefalet türü ve kefalet tarihi el yazısı ile yazılmıştır.
Sözleşmeye istinaden davalı şirkete 650068518 no.lu kredi hesabından KGF teminatlı olarak kredi kullandırılmış, kredilerin teminatına taşınmaz ipotekleri alınmıştır. Kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesabı kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edilmiş, davalılar sözleşme hükümleri gereği 23.02.2019 tarihinde temerrüde düşmüşlerdir.
İhtar sonrası davalı borçlular aleyhine İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibin başlanmış davalıların borca ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuştur.
Açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda faiz alacağı yönünden taleple bağlı kalınmıştır. :
25.03.2019 Takip Tarihi itibariyle
386.541.68-TL Asıl alacak
37.925.61-TL işlemiş faiz
1.456.83-TL Faizin % 5 gider vergisi
425.924.12-TL Toplam Banka alacağından davalı ... .... Tic. Ve San A.Ş.nin asıl borçlu sıfatıyla , Davalı ...’in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu,
İzmir .... İcra Müdürlüğünün....... E. sayılı dosyasına konu ipotekli taşınmazların davalı asıl borçlu şirketin bankadaki doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak verildiği, taraflar arasında akdedilen Kredi Genel Sözleşmesinin 10. Maddesinde bu hususun kabul ve taahhüt edildiği, dolayısıyla iş bu banka alacağının da davalı asıl borçlu şirket yönünden ipotek teminatı altında olduğu, Ancak ipotek takibine konu edilen krediler içinde iş bu davaya konu kredinin yer almadığı,
Takiplerin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığı tespit edilmiş, takdir sayın mahkemeye bırakılmıştır.
Davacı bankanın takip tarihinden itibaren 386.541.68-TL kredi asıl alacağına sözleşme hükümleri gereği yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu,..." şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.maddesi uyarınca açılmış genel kredi ve kefalet sözleşmesine dayanan itirazın iptali davasıdır.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu borçla ilgili mükerrer takip yapıldığını ileri sürmüş ise de dosya kapsamının incelenmesinde ve bilirkişi raporu ile dava konusu borcun ipotekle teminat altına alındığı fakat bu borcu doğuran krediyle ilgili olarak ayrı bir takip yapılmamış olduğu tespit edilmiştir.
3-Dosyaya sunulan F-0382591 seri-sıra nolu kredi genel sözleşmesinin incelenmesinde davacı ile davalı şirket arasında 750.000,00-TL kredi üst limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ekinde davalı ...'in kefalet sözleşmesinin bulunduğu, kefalet sözleşmesinde el yazısı ile kefalet sözleşmesinin doldurulduğu, kefalet türünün müteselsil olduğunun belirtildiği, sözleşmede kefalet üst limitinin gösterildiği, davalının asıl borçlu şirketin yetkilisi ve ortağı olması nedeniyle eş rızasının gerekmediği bu haliyle geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmakla davacı banka ile davalı şirket arasında asıl borçlu diğer davalı gerçek kişi arasında ise müteselsil kefalete dayanan borç ilişkisinin bulunduğu tespit edilmiştir.
4-Dosya davacı bankanın kredi alacağının hesaplanması için bankacılık konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından dosya sunulan 20.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda; ... Sayın Mahkemenin ara kararı çerçevesinde yapılan incelemelerin ayrıntıları yukarıda açıklanmış olup, bankanın belgeleri üzerinde yapılan incelemeler sonucunda;
Davacı Banka ile davalı ... .... Tic. ve San A.Ş arasında 07.04.2017 düzenleme tarihli 750.000-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmış, Davalı ... sözleşmeyi 750.000.-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır. 6098 sayılı TBK kefalet hükümleri doğrultusunda kefil olunan tutar, kefalet türü ve kefalet tarihi el yazısı ile yazılmıştır.
Sözleşmeye istinaden davalı şirkete...... no.lu kredi hesabından KGF teminatlı olarak kredi kullandırılmış, kredilerin teminatına taşınmaz ipotekleri alınmıştır. Kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesabı kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edilmiş, davalılar sözleşme hükümleri gereği 23.02.2019 tarihinde temerrüde düşmüşlerdir.
İhtar sonrası davalı borçlular aleyhine İzmir... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibin başlanmış davalıların borca ve ferilerine itirazı üzerine takip durmuştur.
Açılan iş bu itirazın iptali davası çerçevesinde yapılan incelemeler sonucunda faiz alacağı yönünden taleple bağlı kalınmıştır. :
25.03.2019 Takip Tarihi itibariyle
386.541.68-TL Asıl alacak
37.925.61-TL işlemiş faiz
1.456.83-TL Faizin % 5 gider vergisi
425.924.12-TL Toplam Banka alacağından davalı ... .... Tic. Ve San A.Ş.nin asıl borçlu sıfatıyla , Davalı ...’in tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu,
İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2021/1533 (eski 15134) E. sayılı dosyasına konu ipotekli taşınmazların davalı asıl borçlu şirketin bankadaki doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak verildiği, taraflar arasında akdedilen Kredi Genel Sözleşmesinin 10. Maddesinde bu hususun kabul ve taahhüt edildiği, dolayısıyla iş bu banka alacağının da davalı asıl borçlu şirket yönünden ipotek teminatı altında olduğu, Ancak ipotek takibine konu edilen krediler içinde iş bu davaya konu kredinin yer almadığı,
Takiplerin tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile açıldığı tespit edilmiş, takdir sayın mahkemeye bırakılmıştır.
Davacı bankanın takip tarihinden itibaren 386.541.68-TL kredi asıl alacağına sözleşme hükümleri gereği yıllık % 39 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğu,..." şeklinde görüş sunulduğu görülmüştür.
5-Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı banka tarafından herhangi bir itiraz bildirilmemiş, davalılar vekili tarafından ise faiz başlangıç tarihi, ipotekle temin edilen krediye ilişkin takip yapılamayacağına dair, kefilin davalı asıl borçlunun ekonomik durumu ile ilgili bilgilendirilmemiş olmasına ve faiz oranına itiraz etmiştir. Davalı kefilin davalı diğer asıl borçlu şirketin yöneticisi ve ortağı olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin asıl borçlunun borç durumuna ilişkin bilgilendirilmediği yönündeki itirazları dikkate alınmamıştır. Faiz oranı yönünden ise tacir olan davalıların akdettikleri sözleşme ile kararlaştırılan faiz oranı ile bağlı oldukları değerlendirilmiştir.
Mahkememizce diğer itirazlar yönünden yapılan değerlendirmede davalılara çıkartılan hesap kat ihtarının sözleşmede belirtilen adreslere gönderildiği, tebligatların adres değişikliği nedeniyle iade edilmiş olmasının sözleşmenin 18. Maddesinde adres değişikliği bildiriminin davalı tarafça bankaya iletilmesi gerektiği aksi takdirde sözleşmedeki adrese yapılacak tebligatın geçerli sayılacağı hükme bağlanmış, kefalet sözleşmesinin 12. Maddesinde de kredi sözleşmesinin uygun düştüğü ölçüde kefil için de uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenle her iki borçlu açısından hesap kat ihtarı ile temerrüt oluştuğu değerlendirilmiştir.
6-Davalı vekilinin ipotekle teminat altına alınmış borçla ilgili olarak icra takibi yapılamayacağına yönelik itirazları açısından yapılan değerlendirmede;
İİK.'nun 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK.'nun 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz. Öte yandan, Hukuk Genel Kurulunun 18/4/2001 tarih ve 2001/12-354 Esas, 2001/367 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmamaktadır.
Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilen icra dosyaları Uyap üzerinden istenilmiş, takiplerin ve kıymet takdir raporlarının incelenmesi neticesinde İzmir 27.İcra Dairesi'nin 2018/16684 Esas sayılı dosyasında takip edilen ipoteğin paraya çevrilmesi dosyasında taşınmazın kıymet takdirinin 720.000,00-TL olarak belirlendiği, aynı takipte takip konusu borcun 1.005.077,59-TL olduğu, İzmir 21.İcra Dairesi'nin 2021/1533 Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi talepli dosyaya konu taşınmaz kıymetinin ise 880.000,00-TL olarak belirlendiği, toplam taşınmaz değerlerinin 1.600.000,00-TL tutarında olduğu, 2021/1533 Esas sayılı takipte 1.449.000,00-TL.(02.11.2021 tarihi itibariyle) rehin açığı belgesi düzenlendiği,
Dolayısı ile her ne kadar dava konusu kredi ipotekle teminat altına alınmış ise de borcun rehin tutarı ile karşılanamayacağı açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı bankanın genel haciz yoluna başvurabileceği değerlendirilmiş, kabule karar verilen kararda tahsile tekerrür olmaması kaydı yer almıştır.
7-İcra takibi kredi sözleşmesine dayanmakta olup davalı borçluların sorumlu oldukları tutarları tespit edebilmesi ve borçlu olup olmadıklarını bilmesi mümkündür. Bu nedenle alacak likit nitelikte sayılmış ve hükmedilen toplam alacak miktarının %20'si oranında inkar tazminatına hükmedilmiştir.
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu'nun 11.12.2020 tarihli sarf kararı ile 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalılar tarafından İzmir ...İcra Dairesi'nin ... Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile bankanın diğer teminatlarından dolayı tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin itiraz öncesi koşullarda devamına,
2-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20'si oranında hesaplanan 85.184,82-TL inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı banka harçtan muaf olduğundan dava açılış anında alınmayan 59,30-TL başvuru harcı ile Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 29.094,87-TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 38.264,69-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 610,00-TL. yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
6- Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2021
Katip ...
e-imza
¸
Hakim ...
e-imza
¸
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.