Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6169
Karar No: 2020/7225
Karar Tarihi: 15.12.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/6169 Esas 2020/7225 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/6169 E.  ,  2020/7225 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    İhbar Olunanlar : 1- Doğan Sigorta ve Reasürans Brokerliği A.Ş. 2- ...
    Dava, iş kazası sonucu sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir
    Mahkemece, bozma üzerine yapılan yargılama sonunda ilamında belirtilen gerekçelerle, asıl dava dosyasının ve birleşen 2019/549 esas sayılı davaların kabulüne birleşen 2016/590 ve 2018/24 Esas sayılı dava dosyaları hakkında ise bir karar verilmediği anlaşılmıştır.
    Hükmün, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. ...’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Bozma ilamında “davacının bakıma muhtaç olup olmadığının öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, sonrasında itiraz bulunması halinde Yüksek Sağlık Kurulu, Adli Tıp İhtisas Kurulu ile Adli Tıp 2. Üst Kurulundan alınacak raporlarla kesinleştirilmesi gerektiği, aynı zamanda her ne kadar davacı vekili iş bu davada %62 oranındaki maluliyet oranı üzerinden tazminat talebinde bulunmuş ise de; maluliyet oranının %100 olarak kesinleştiği, bu halde %100 oranındaki maluliyet oranı üzerinden bağlanacak gelirin ilk peşin sermaye değerinin kurumdan sorularak, geçici iş göremezlik ödeneği ile beraber rücuya kabil kısımının tazminat alacağından tenzili,%100 maluliyet oranı üzerinden gelir bağlanmaması halinde ise gerekirse davacıya SGK Başkanlığını hasım göstererek iş kazası sigorta kolundan kendisine gelir bağlatması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, açılan davanın sonucunu bekleyerek sonucuna göre, oluşan usuli kazanılmış hakları da gözeterek yaptırılacak hesaba göre bir karar verilmesi gerektiği” şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
    Eldeki davada, mahkemenin bozma kararına uyarak yaptığı yargılamada, davacı tarafından açılan maluliyet tespiti davası neticesinde davacının iş kazasından kaynaklı sürekli iş göremezlik oranı %100 olarak tespit edilmiş ise de; davacının sürekli olarak yardıma muhtaç olduğu noktasında raporun bozmada açıklanan usule göre alınmadığı, 5510 Sayılı Kanunun 19/3. maddesi kapsamında (başka birinin sürekli bakımına muhtaç olduğu dikkate alınarak) bağlanması gereken gelirin ilk peşin sermaye değerinin dosya kapsamına dâhil edilmediği, bu noksanlara rağmen davacının bakıcı giderine hak kazandığı kabulünden hareketle bakıcı giderinin de hesap edildiği 10/02/2020 tarihli rapora itibar edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
    2- Öte yandan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2.maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." düzenlemesine yer verilmiştir.
    Eldeki davada, asıl dava dosyası ile 15.03.2018 tarihli kararıla birleştirilmesine karar verilen davacı vekili tarafından 04/10/2016 tarihinde açılan 2016/590 esas sayılı dava dosyasındaki talepler hakkında ve 29/03/2018 tarihli kararla birleştirilmesine karar verilen davacı vekili tarafından 16/01/2018 tarihinde açılan 2018/24 esas sayılı dosyasındaki talepler yönünden ayrı ayrı açıkça karar verilmeyerek usule aykırı olacak şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur.
    Bu açıklamalar doğrultusunda bir önceki bozma kararı gereğini eksiksiz olarak yerine getirilmemesi ve davacının taleplerinin her biri hakkında ayrı ayrı karar verilmemesi hatalı olmuştur.
    Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı ve davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bu aşamada temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılara iadesine 15/12/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi