Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2194
Karar No: 2020/6649
Karar Tarihi: 02.12.2020

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/2194 Esas 2020/6649 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/2194 E.  ,  2020/6649 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
    Suç Tarihleri : 01/03/2006-01/12/2006
    Hükümler : Sanıkların CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine

    Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, mağdur vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Mağdura yokluğunda verilen kararın tebliği için çıkarılan tebligatın, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 18 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 27. maddesinde yer alan; “Tebliğ yapılacak kişi; otel, pansiyon, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, okul, öğrenci yurdu, resmi veya özel daire veya kurum gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa tebliğin yapılmasını, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Muhatap bu kişiler tarafından derhal bulundurulamaz veya tebellüğden kaçınırsa yahut diğer bir sebeple tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amirine yapılır.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak 22.02.2016 tarihinde evrak memuruna tebliğ edilmesinin usule uygun olmamasından dolayı mağdur vekilinin 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca öğrenme üzerine verdiği 07.03.2016 tarihli dilekçesi temyiz istemi olarak değerlendirilip, temyizin süresinde olduğu belirlenerek; ayrıca, mağdura duruşma günü bildirilmediğinden, CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığıyla hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan mağdurun CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
    Sanıklara isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylemler, TCK"nın 136/1. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede, 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6526 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikten önce 1 yıldan 4 yıla kadar, 6526 Kanun"un 4. maddesi ile yapılan değişiklikten sonra 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş ise de, suçun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak düzenleyen TCK’nın 137/1-a maddesi uyarınca ½ oranında artırım uygulandığında hürriyeti bağlayıcı cezanın miktarının 1 yıl 6 ay-3 yıl ila 6 yıl arası olabileceği dikkate alındığında, TCK’nın 66/3. maddesinin “Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâlleri de göz önünde bulundurulur.” biçimindeki hükmü ve TCK"nın 66/1-d maddesi gereğince asli dava zamanaşımı süresinin 15 yıl, kesintili dava zamanaşımı süresinin ise 22 yıl 6 ay olacağı, dolayısıyla gerek “01/03/2006-12/12/2006” olan suç tarihlerinden gerek zamanaşımını kesen en son işlem olan sanıkların sorgu ve savunmalarının alındığı 21.01.2016 tarihinden itibaren dava zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşıldığından, tebliğnamedeki; sanıklara yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türüne ve üst sınırına nazaran suç tarihlerinden itibaren TCK"nın 66/1-e, 67/4. maddelerinde belirlenen 8 yıllık olağan zamanaşımının 11.09.2015 olan iddianame tarihinden önce gerçekleşmesi nedeniyle hükümlerin bozulmasını ve sanıklar hakkındaki davaların CMK’nın 223/8. maddesi gereğince ayrı ayrı düşmesine karar verilmesini öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
    Türkiye çapındaki vergi dairelerinin, defterdarlıkların ve Vergi Dairesi Başkanlığının bütün işlemlerinin bilgisayar ortamında gerçekleştirilmesine olanak sağlayan, vergi mükelleflerinin vergi ile ilgili işlemleri ve kişisel bilgilerinin kayıt altına alındığı Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP) sistemine giriş yapılarak, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, bürokratlar, diplomatlar, bilim adamları, gazeteciler, sanatçılar, sporcular, iş adamları gibi içinde bulundukları konum, mesleki faaliyetleri veya görevleri nedeniyle kamuoyu tarafından tanınan kişilerin, kişisel verilerinin ele geçirilip, basın ve yayın organlarında ifşa edildiğinden bahisle başlatılan soruşturma sonunda, vergi dairelerinde görevli olan sanıkların, kendilerine görevleri gereği verilen kullanıcı kodu ve şifreyi kullanıp, VEDOP sisteminde keyfi ve usulsüz sorgulama yaparak, mağdura ait kişisel verilere erişim sağladıklarının iddia edildiği olayda;
    Dosyada mevcut Maliye Bakanlığı Maliye Teftiş Kurulu Başkanlığının 18.01.2008 tarihli raporunda yer alan; “...Söz konusu fiiller, görev dışında merak ya da benzeri saiklere dayanmakta olup, bu fiiller sonucu kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunduğu ya da kişilere haksız bir kazanç sağlandığı yönünde bir tespitimiz bulunmadığından, kullanıcıların durumlarının Türk Ceza Kanununun 257. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği... Bazı sistem kullanıcıların bir bölümünün görev dışında farklı bir saikle, özellikle medyada çıkan bazı haberler üzerine kendilerine tahsis edilen odada kendilerine tahsis olunan bilgisayarda kendilerine ve/veya başkalarına ait kullanıcı kodu ve şifreleri ile sisteme girme ve sorgulama yapma fiillerinin; kendileri tarafından yürütülmekte olan görevlerle hiçbir bağlantısının bulunmaması nedeniyle söz konusu eylemlerle ilgili soruşturma prosedürünün 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun hükümlerine göre yürütülemeyeceği... Bu nedenle Raporumuzun ve eklerinin bir örneğinin... TCK’nın 136 ve 137’nci maddeleri çerçevesinde soruşturma açıldığı öğrenilen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesinin gerekli olduğu kanaatine varılmıştır.” açıklamalarının aksine, sanıklar hakkında TCK"nın 136/1, 137/1-a, 43/1, 53. maddelerinin uygulanmasının talep edildiği 11.09.2015 tarihli iddianamede, sanıkların, görevlerinin verdiği yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediğinin iddia edilmiş olması karşısında, 4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun” hükümlerine göre soruşturma izni alınması için durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi