14. Hukuk Dairesi 2019/1010 E. , 2019/8495 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/01/2013 gününde, birleştirilen davada davacı vekili tarafından, birleştirilen davada davalılar aleyhine 13/01/2015 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın reddine dair verilen 08/12/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, birleştirilen davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, imar uygulamasının iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumun ihyası istemine ilişkindir. Birleştirilen dava ise imar uygulamasının idari yargı yerince iptaline karar verilmesinden sonra kadastral parsele dönüş sırasında yapıldığı iddia olunan hatalı işleme dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 151 ada 16, 22 ve 149 parsel sayılı taşınmazların ... Belediye Encümenin, 30.07.2003 tarihli ve 234 sayılı kararı ila yapılan imar uygulaması sonucu şuyulandırma işlemine tabi tutulduğunu, yapılan imar uygulamasının idari yargı yerince iptaline karar verilerek iptal kararının kesinleştiğini ileri sürerek kadastral mülkiyet durumunun ihyasını talep etmiştir. Davacı vekili, 29.06.2015 tarihli dilekçesi ile de dava konusu taşınmazların bulunduğu alanda kadastral parsele dönüş işleminin gerçekleştirildiğini, ancak tapu kaydının oluşturulması sırasında müvekkiline eksik tahsis yapıldığını belirterek bu yanlışlığın düzeltilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen davada davacı vekili, müvekkilinin, taşınmazın imar uygulaması sonucu şuyulandırılan imar parsellerinde satın alma suretiyle malik olduğunu, imar uygulamasının iptalinden sonra kadastral parsele geri dönüş işlemi sırasında müvekkili adına tescil edilmesi gereken kısımların davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, geri dönüş işlemlerinin yapılmış olması sebebiyle konusuz kalan asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın ise yapılan geri dönüş işleminde iddia edildiği şekilde yanlışlık yapıldığının tespit edilememiş olması sebebi ile reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve birleştirilen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre birleştirilen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, asıl davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Asıl davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6100 sayılı HMK"nin 331. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
Somut olaya gelince; mahkemece, asıl davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış, davacı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Ne var ki yapılan imar uygulamasının ... 1. İdare Mahkemesinin, 2004/1422 Esas, 2005/1099 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, iptal kararının 12/02/2008 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 11/01/2013 tarihinde açılmasından sonra kadastaral parselin geri dönüş işleminin 10/09/2014 tarihli, 722 sayılı Encümen Kararı ile gerçekleştirildiği gözetildiğinde asıl davadaki yargılama giderlerinden imar işlemini yapmış davalı belediyenin sorumlu tutulması gerektiği ve yine yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin de dava, kamusal tasarruftan kaynaklı sicil kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğundan maktu olarak imar işlemini yapmış davalı ... aleyhine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle birleştirilen davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, asıl davada davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.12.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.