17. Hukuk Dairesi 2016/19631 E. , 2019/8440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü;
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu motorsiklete dava dışı aracın çarpması nedeniyle meydana gelen kazada yaralandığını, davalının müvekkilinin ferdi kaza sigortacısı olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek reeskont faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ferdi kaza poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Ferdi kaza Sigortaları, can sigortası türlerinden olup, meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavi giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise, sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesini gerektirir. Uyuşmazlık halinde bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.
25.03.2004 tarihli Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlar B.1.1 maddesi 1.fıkrasında: “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren iki sene zarfında daimi surette maluliyetine sebebiyet verdiği takdirde tıbbi tedavinin sona ermesini ve daimi maluliyetin kat"i surette tesbitini müteakip, daimi maluliyet sigorta bedeli aşağıda münderiç nisbetler dahilinde kendisine ödenir." denildikten sonra, (36) satırdan oluşan bir tabloya yer verilmiş, daha sonrasında yer alan fıkrada ise "Yukarıdaki cetvelde zikredilmemiş bulunan maluliyetlerin nisbeti, daha az vahim olsalar bile, bunların ehemmiyet derecelerine göre ve cetvelde yazılı nisbetlere kıyasen tayin olunur." denilmiştir.
Somut olayda; davalı ferdi kaza sigortacısıdır. Mahkemece alınan raporda davacının %10,3 oranında malul kaldığı belirtilmiş, ancak davacıda oluşan maluliyetin poliçe klozlarındaki hangi cetvel kapsamında kaldığı belirtilmemiştir. Mahkemece %10,3 maluliyet oranı üzerinden iş göremezlik tazminat hesabı yaptırılarak taleple bağlı kalınıp davalı ferdi kaza sigortacısı olduğu halde, hükmün gerekçesinde davalıdan zorunlu koltuk sigortacısıymış gibi bahsedilerek hüküm kurulmuştur. Eksik incelemeyle karar verilemez.
Davacının dava konusu maluliyetlerinin poliçe şartlarında ve klozlarında düzenlenmiş olan maluliyet cetvelinden hangisi kapsamında kaldığı belirlenmeli, şayet cetvelde belirtilen maluliyetlerden herhangi biri kapsamında değilse bunların önem derecelerine göre ve cetvelde yazılı oranlara göre kıyasen belirlenmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde, bir meblağ sigortası olan ferdi kaza sigortacısı olan davalının sorumluluğunun, tespit edilen sakatlık oranı ve Genel Şartlar"a ekli cetvellere göre ödenmesi gereken meblağın, konusunda uzman bir doktor bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek davacının talebi ve davalı tarafça hükümden sonra yapılan 750,00 TL ödeme de gözetilerek davalının sorumluluğunun tespiti gerekirken, yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirmeyle ve somut olaya uymayan gerekçe ile hüküm verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 24/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.