Hukuk Genel Kurulu 2014/1519 E. , 2014/1044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 3.İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :12.02.2013
NUMARASI :2012/522.E-2013/120
Taraflar arasındaki “istihkak“ davasından dolayı, bozma üzerine direnme yoluyla; Kayseri 3.İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 12.02.2013 gün ve 2012/522 E.-2013/120 K. sayılı kararın bozulmasını kapsayan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"ndan çıkan 09.04.2014 gün ve 2013/17-770 Esas-2014/505 Karar sayılı ilamın, karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı-alacaklı G. Dış Tic.Ltd.Şti. vekili tarafından verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; Hukuk Genel Kurulu"nca dilekçe, düzeltilmesi istenen ilam ve dosyadaki ilgili bütün kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 4/b-1.maddeleri gereğince takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca 52,40 TL. karar düzeltme harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17.12.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, 3.kişi tarafından, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 96 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış istihkak davasıdır.
Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun karar düzeltme istemine konu edilen 09.04.2014 tarihli, 2013/17-770 esas, 2014/505 karar sayılı ilamında da kabul edildiği gibi, “hacizden doğan istihkak davası açılabilmesi için gereken koşullardan biri de, hukuken geçerli bir haczin bulunmasıdır. Bir başka ifadeyle, “haciz” olarak nitelendirilebilecek bir icra işlemi yoksa kural olarak, istihkak davasından söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla, istihkak prosedürünün tatbik edilebilmesi için, icra dairesi tarafından borçluya ait olduğu gerekçesiyle bir malın haczedilmiş olması gerekir. Denilebilir ki, bir haczin bulunması zorunluluğu, istihkak iddiasının ve davasının adeta varlık nedenidir. Zira, bu dava borçluya değil, üçüncü kişilere ait olan mallara haciz koyma olgusundan kaynaklanmaktadır. Haciz yoksa, istihkak iddiası ve davası da söz konusu olamaz” (K.Aslan, age., s.235 vd.; A.Güneren, age., s.373 vd.).
Aynı ilke Yüksek Hukuk Genel Kurulu’nun 06.02.2013 tarih ve 2012/17-1400 Esas, 2013/213 Karar sayılı ilamında da kabul edilmiş ve istihkak iddiasının dinlenebilmesi için öncelikle, usulüne uygun yapılmış bir icra takibinin ve haciz işleminin bulunması gerektiği işaret edilmiştir.
Şu hale göre istihkak davası açılabilmesi ve dinlenebilmesi için geçerli bir taşınır haczinin bulunması gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. (8.HD.nin 10.06.2013 tarih, 2013/4747-8789 sayılı kararı)
Yeri gelmişken ifade etmek gerekir ki; istihkak iddiası ve davası yalnızca taşınırlar yönünden olup, taşınmazlar hakkında haczin kaldırılması İİK. nun 16.maddesine dayalı olarak şikayet yoluyla icra mahkemesinden istenmelidir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 07.04.2004 tarih 2004/12-210 esas, 2004/208 karar sayılı kararı.)
Haciz, belirli bir para alacağının tahsilini sağlamak için borçluya ait mal ve haklara icra memurunun beyanı ile hukuken el konulmasıdır.
Alacaklının haciz talebi üzerine icra dairesi üç gün içinde haczi yapar. Haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, haciz talimat icra dairesince yapılır. (İİK. m.79)
İİK."nun 80. ve müteakip maddeleri uyarınca alacaklının talebi üzerine icra müdürü, borçlunun gösterilen adresinde haciz işlemini yapmak zorundadır. Haczin talimat icra dairesince yapılması halinde haciz yapılan yerde 3. kişi bulunduğu ve haczedilen mallar üzerinde istihkak iddiasında bulunduğu takdirde beyanları zapta geçirilip İİK"nun 96. ve bunu izleyen maddelerdeki prosedürün uygulanması bakımından zaptın bu haliyle asıl icra dosyasına gönderilmesi gerekir.
Haczin geçerli olabilmesi için icra memurunun haczin konulduğuna ilişkin irade beyanının belirli şekilde somutlaşarak, dış dünyaya yansıması gerekir. Yine hacze konu oluşturan taşınır mallar gereği gibi açıklanmalıdır. Bunun yapılmaması haczin butlanını gerektirir. (Prof.Dr.İlhan Postacıoğlu-Sümer Altay, İcra Hukuku Esasları, 5.Bası, s.365-366)
Taşınır malların haczi, hacze konu malın bulunduğu yere gidilmek ve orada haciz tutanağı düzenlemek suretiyle gerçekleştirilir. Bu tutanakta, alacalı ve borçlunun isimleri, haczin yapıldığı tarih, saat, haczedilen malların değeri (İİK. m. 87) ve üçüncü kişiler tarafından bir iddiada bulunulması halinde(istihkak) bu beyanın yazılması ve haczi yapan icra memurunca altının imzalanması gerekir.
Haciz tutanağı, haciz ve haczedilen şeyler (mallar) için yegane (tek) ispat vasıtasıdır. Yalnız haciz tutanağında haczedildiği bildirilen şeyler haczedilmiş sayılır. Haciz tutanağında haczedilmiş olarak gösterilmeyen şeyler, gerçekten haczedilmiş olsalar bile, bunların hacizli olduğu başka bir delil ile ispat edilemez. Hangi mal ve hakların haczedildiği sadece haciz tutanağı ile ispat edilebilir. Haciz tutanağı mevcut olmadığı takdirde, haczin yapıldığı başka delillerle iddia ve ispat edilemez. (İİK. m.8) (Prof. Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İkinci Baskı, s. 424; Prof. Dr. Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukuku, 6.Baskı, C.1, s.528; Hukuk Genel Kurulu’nun 15.11.1969 tarih 1967/İİD-678 esas, 1967/810 karar sayılı kararı)
Somut olayda alacaklı tarafından Fatih 3.İcra Müdürlüğünün 2008/10071 esas sayılı dosyasından borçlu Ofis Gıda İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. Ltd Şti. hakkında icra takibi yapıldığı, alacaklının talebi üzerine anılan icra müdürlüğünce borçlu Ofis Gıda İhtiyaç Maddeleri San. ve Tic. Ltd Şti.’nin Anbar Mah. Ankara Asfaltı 11.km No.478 adresinde ve mahallen gösterilecek borçluya ait sair adreslerde haczi kabil menkul ve adına kayıtlı gayrimenkul mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yeterinin haczi ile muhafaza altına alınmasına karar verildiği ve haciz işleminin yapılması için talep edildiği yazılan talimatın, Kayseri 5.İcra Müdürlüğünün 2008/496 talimat sayılı dosyasına kaydedildiği, alacaklı vekilinin gösterdiği, Mevlana Mah. Barış Manço Cad. No.15 sayılı yerde hacze gidildiği, 27.11.2008 tarihli haciz tutanağının düzenlendiği anlaşılmıştır.
Kayseri 5.İcra Müdürlüğünün 2008/496 talimat sayılı dosyasından düzenlenen 27.11.2008 tarihli haciz tutanağının incelenmesinde; haciz sırasında hazır bulunan şirket müdürü S. Ç..bu işyerinin Makromarket’e ait olduğunu Ofis Market ile ilgisinin bulunmadığını buna ilişkin belgeleri ibraz ettiğini bildirdiği ve 10 sayfa fotokopi ibraz ettiği, alacaklı vekilince devrin muvazaalı olduğunun bildirildiği ve bütün sorumluluğu kendisine ait olmak üzere haciz ve muhafaza talep etmesi üzerine, 3.kişi Makromarket vekilinin haciz yapılmaması için dosya borcu 48.110,00 YTL’yi İcra Müdürlüğünün 2008/496 talimat sayılı dosyasına yatırdıklarını ve dekontu ibraz ettiklerini bildirmesi üzerine, son olarak “tutanak imza altına alındı” ibarelerinin yazıldığı ve tutanağın ilgililerce imzalandığı görülmektedir. Haciz tutanağında herhangi bir taşınırın ya da paranın haczedildiğine ilişkin icra memurunun bir irade beyanı mevcut değildir. Hatta bu yönde bir emare dahi yoktur. Bir diğer anlatımla, icra memurunca bir kısım taşınırların haczedildiğine ilişkin haciz tutanağına yazılmış bir beyan bulunmadığı gibi, 3.kişi tarafından haciz esnasında icra müdürüne para teslim edildiği ve icra müdürünce el konulmak suretiyle bu haczedilip, muhafazaya alındığına dair bir açıklama da mevcut değildir.
Nitekim para, banknot, hamiline ait senet, poliçe ve sair cirosu kabil bir senedin (çek, bono, anonim şirket hisse senedi gibi) veya altın, gümüş ve diğer kıymetli şeylerin haczedilmesi halinde, bunların bizzat icra memurunca muhafazaya alınması zorunludur. Aksi halde geçerli bir hacizden bahsedilemez. (İİK. m.88/1)
Tüm açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; haciz tutanağında herhangi bir taşınır ya da üçüncü kişi Ş.Makromarket San. ve Tic. Aş.nin icra müdürlüğünün banka hesabına dosya borcuna karşılık olarak yatırdığı para üzerine haciz konulduğuna ilişkin bir açıklama ya da ibare yer almadığına göre üçüncü kişi tarafından icra müdürünün banka hesabına yatırılan para üzerine haciz konulduğu sonucuna varılamaz. Bir diğer ifade ile herhangi bir taşınır ya da para haczi söz konusu değildir. Zira haczin ispatı ancak haciz tutanağı ile mümkündür.
Açıklanan bu nedenlerle ortada icra dairesince yapılmış herhangi bir taşınır haczi ve hukuken geçerli bir para haczi mevcut olmadığına göre istihkak davasının konusu yoktur. Hukuken geçerli bir haczin varlığı istihkak davasının dava şartı olduğuna göre (8.HD. nin 24.10.2013 tarih, 2013/18659-15027 sayılı kararı), yerel mahkemenin istihkak davasının reddine dair kararı doğru olup, alacaklının karar düzeltme isteminin kabul edilerek, yerel mahkeme kararının onanması düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun haczin yatırılan paraya ilişkin olduğu ve istihkak davasının açılabileceğine nedeniyle karar düzeltme talebinin reddi yönündeki görüşüne katılmıyoruz.