19. Ceza Dairesi 2020/1283 E. , 2020/9382 K.
"İçtihat Metni"
Firar suçundan sanık ..."ın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-a ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 01/04/2011 tarihli ve 2011/438 Esas, 2011/97 Karar sayılı kararının Askeri Yargıtay’ın 28/02/2017 tarihli ve 2012/309 Esas, 2012/294 Karar sayılı ilâmı ile bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda adı geçen sanığın, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-a ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair anılan Mahkemenin 28/07/2016 tarihli ve 2013/214 Esas, 2016/462 Karar sayılı kararının 27/12/2016 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 18/01/2017 tarihinde kasıtlı bir suç işlediğinden bahisle hükmün açıklanmasına ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-a ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2019/328 Esas, 2019/1458 Karar sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 31/12/2019 gün ve 94660652-105-35-19241-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/01/2020 tarih ve 2020/2529 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
“Dosya kapsamına göre, sanığın 22/10/2010 tarihinde işlemiş olduğu firar suçu nedeniyle Kara Kuvvetleri Komutanlığı Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Mahkemesinin 28/07/2016 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tâbi tutulmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 27/12/2016 tarihinde kesinleşmesinden sonra 18/01/2017 tarihinde sanık tarafından yeni suç işlendiği ve bu suça ilişkin Gölköy Asliye Ceza Mahkemesinin 06/06/2018 tarihli ve 2017/166 esas, 2017/274 sayılı kararı ile kurulan mahkûmiyet hükmünün 09/10/2018 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde, sanığın mahkeme huzurundaki sorgusu sonrası 01/04/2011 tarihli mahkûmiyet kararı ile kesilmek suretiyle en baştan başlayan zamanaşımı süresinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleştiği 27/12/2016 tarihinde durmasından sonra ikinci suçun işlendiği 18/01/2017 tarihinde kaldığı yerden yeniden işlemeye devam ettiği ve mahkûmiyet kararına kadar kesintisiz olarak sürdüğü, dolayısıyla hükmün açıklanarak mahkûmiyet kararının verildiği 04/07/2019 tarihinde 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen sekiz yıllık dava zamanaşımı süresinin dolmuş olduğu gözetilmeden, sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/07/2019 tarihli ve 2019/328 Esas, 2019/1458 Karar sayılı kararının CMK’nin 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, 5271 sayılı CMK"nun 231/8-c maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 27/12/2016 tarihinden itibaren denetim süresi içinde işlenen 18/01/2017 tarihli suça kadar zamanaşımı süresinin durduğu, 18/01/2017 tarihli suçun işlenmesiyle zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiği gözetildiğinde denetim süresinin başladığı tarihle 2. suçun işlendiği tarih arasında geçen süre de dikkate alınarak sanığın sorgusundan sonra mahkumiyet kararının verildiği 01/04/2011 tarihine göre hükmün açıklanarak mahkumiyet kararının verildiği 04/07/2019 tarihinden önce 5237 sayılı TCK"nun 66/1-e ve 67/2-a. maddelerine göre öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin tamamlanmış olduğu anlaşıldığından sanık hakkındaki kamu davasının DÜŞMESİNE, 01/07/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.