Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/7449
Karar No: 2021/3147
Karar Tarihi: 18.05.2021

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2020/7449 Esas 2021/3147 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2020/7449 E.  ,  2021/3147 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Suç Tarihleri :...(10.01.2017), ...
    (17.02.2017), ...(17.02.2017), ...
    (16.02.2017), ...(16.02.2017), ...
    (16.02.2017), ...(16.02.2017), ...
    (16.02.2017), ...(16.02.2017), ...
    (16.02.2017), ...(09.06.2017), Mehmet
    ...(16.02.2017), ...(16.10.2017),
    ...(16.02.2017), ...(16.02.2017)
    Hüküm : Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında
    TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. TCK"nın 221/4 son Cümle, 62/1, 53, 58/9, 63 maddeleri
    gereğince mahkumiyet;
    Sanıklar ..., ...,
    ..., ..., ..., ...,
    ..., ..., ..., ...
    hakkında TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5.



    TCK"nın 62, 53, 58/9, 63 maddeleri gereğince
    mahkumiyet; kararlarına ilişkin yapılan istinaf
    başvurularının esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
    Temyiz edenlerin sıfatı, başvuruların süresi, kararın niteliği ve temyiz sebeplerine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Sanıklar ..., ... ve müdafi, ... ve müdafi, ... müdafinin duruşmalı inceleme taleplerinin İlk Derece Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    1- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
    Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının sanık müdafiine usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanık ve müdafiinin ise CMK"nın 291/1. maddesinde öngörülen 15 günlük süreden sonra 12.09.2020 ile 03.07.2020 tarihlerinde temyiz başvurusu yapmaları üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 08.07.2020 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin CMK’nın 296/1 maddesi gereğince reddine karar verildiği, ek kararın süresinde sanık ve müdafii tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, süresinden sonra yapılan temyiz taleplerinin reddine ilişkin verilen ek kara usul ve kanuna uygun bulunduğundan temyiz talebinin CMK’nın 298. maddesi gereğince reddiyle ek kararın ONANMASINA,
    2-) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;


    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Dosya arasında bulunup 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 5 ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile imzalandığı belirtildiği halde İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararının 182513 sicil nolu katip tarafından elektronik olarak imzalanmaması mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.
    Sanık ... ile ilgili olarak İlk Derece Mahkemesi kararının teşdit gerekçesinin yazıldığı kısmında, sanığın Salih kod adını kullandığına dair mahkemenin kabulüne aykırı ve dosya kapsamıyla bağdaşmayan "Sinan" kod adını kullandığının yazılması bozmayı gerektirmeyen yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
    Sanık ... ile ilgili olarak İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçenin yazıldığı kısmında sanığın Serhat kod adını kullandığına dair mahkemenin kabulüne aykırı ve dosya kapsamı ile bağdaşmayan "Burak" kod adını kullandığının yazılması bozmayı gerektirmeyen yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
    Hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan sanıklar ile ilgili olarak TCK "nın 221/5. maddesinin uygulanmaması, infaz sırasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükümlere esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanıklar ... ve müdafii, ..., ... ve müdafii, ... müdafi, ... ve müdafileri, ... ve müdafii, ... müdafii, ... ve müdafii, ... ve müdafii, ... müdafii, ... ve müdafi, ... müdafii, ... ve müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
    Sanıklara silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezaların 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanıklar ve müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmeden CMK"nın 303/1-c maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerin 3713 sayılı Kanunun tatbik edildiği kısımlarında yer alan




    "5. maddesi” ibaresinin çıkarılması ve yerlerine "5/1. maddesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    3-)Sanık ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    a)Ayrıntılı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2008 tarih ve 9-18-78 sayılı kararında açıklandığı üzere; etkin pişmanlık hükümlerinin amacı, bir yandan terör ve örgütlü suçlarla mücadele bakımından stratejik önemi nedeniyle en etkili bilgi edinme ve mücadele araçlarından olan örgütün kendi mensuplarını kullanmak, diğer taraftan da suç işlemeyi önlemek, mensup olduğu yasa dışı örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olanları ve işlediği suçtan pişmanlık duyanları cezalandırmayarak ya da cezalarında belli oranlarda indirim yaparak yeniden topluma kazandırmaktır.
    Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme veya örgüte bilerek isteyerek yardım etme suçlarında etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık veya cezadan indirim yapılması gereken haller olarak kabul edilmiştir.
    Şahsi cezasızlık nedeni olarak; sanığın amaç suçun işlenişine iştirak etmeksizin, hakkında bir soruşturma başlamadan önce örgütten gönüllü olarak ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi (TCK"nın 221/2 maddesi), hakkında soruşturma başladıktan sonra, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili samimi ve faydalı bilgi vermesi (TCK"nın 221/4 maddesinin ilk cümlesi), yakalandıktan sonra pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının önemli ölçüde yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi (TCK"nın 221/3 maddesi) hallerinde sanık hakkında cezaya hükmolunmayacaktır.
    Amaç suça elverişli vahim nitelikte sayılan eylemler gerçekleştirilmeden yakalanan, örgüt kuran, yöneten, örgüte üye olan, üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek isteyerek yardım edenlerin örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde ise cezadan indirim yapılacaktır (TCK"nın 221/4 maddesinin ikinci cümlesi).
    Kanun vazının, etkin pişmanlığı şahsi cezasızlık sebebi olarak kabul ettiği durumlarda, örgütten ayrılma veya güvenlik güçlerine teslim olma bakımından "gönüllülük" esasını benimsediği görülmektedir. Gönüllülük, Türk Dil Kurumu sözlüğünde; "bir iş yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken üstlenen" olarak tanımlanmıştır.
    Örgütten ayrılma bağlamında gönüllülük, örgüt üyesinin örgüt hiyerarşisi dahilinde kalması imkanını ortadan kaldıran veya zorlaştıran bir dış etken bulunmaksızın kendi hür iradesiyle gönüllü olarak örgütten ayrılmasıdır (Ersan Şen - H. Sefa Eryıldız, Suç Örgütü 2018 baskı syf. 346).
    Güvenlik güçlerine teslim olma bakımından gönüllülük kavramına gelince;
    Pişmanlık ve gönüllülük failin psikolojik dünyasıyla alakalı ve son derece soyut




    kavramlar olması nedeniyle sanığın "gerçek ve samimi" bir pişmanlık duyup duymadığı veya gönüllü olup olmadığının tespiti fevkalade zordur. Suç sonrasındaki tutum ve davranışların belli ölçüde cezadan kurtulma düşüncesine dayanması son derece insani bir durumdur (Baba, Türk Ceza Hukukunda Etkin Pişmanlık 2013 baskı
    syf 98). Bu nedenle aslında saptanmaya çalışılacak olan, failin salt cezadan kurtulma saikiyle değil filin yarattığı haksızlığı gidererek legaliteye dönme düşüncesiyle hareket edip etmediği hususudur ki bu da ancak kişinin dış dünyaya yansıyan davranışlarıyla belirlenebilir.
    Yakalamanın yasal koşulları oluştuğunda hakkında usulüne uygun olarak
    düzenlenmiş yakalama müzekkeresine istinaden yakalanan ya da kanunda öngörülen şartlar gerçekleştiği için yakalama müzekkeresi olmaksızın yakalanan faillerin etkin pişmanlıkta bulunmaları halinde, diğer şartlar da gerçekleşirse cezada indirim uygulanması gerekecektir. Bu durumda bir gönüllü teslimden bahsetme imkanı olmadığı açıktır.
    Suç işleyen ya da suç şüphesi ile takip edilen/soruşturulan kişilerin belli ölçüde yakalanma korkusu taşıyacağının doğal bir durum olduğu da gözetildiğinde, kural olarak gıyabında düzenlenmiş yakalama emri bulunsa da kendiliğinden/gönüllü olarak teslim olup örgütün yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi vermesi halinde gönüllü olarak teslim olduğunun kabulü gerekecektir. Ancak örgütsel faaliyetlere devam ederken hakkında soruşturma açıldığını ve yakalama müzekkeresi düzenlendiğini bilmesine rağmen bu soruşturmayı sonuçsuz kılmak için kaçan failin makul olmayan bir zaman sonra gelip teslim olmasının gönüllü teslim olarak kabul edilmesine de yasal olanak bulunmamaktadır.
    Bu kapsamda, sanık savunması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında;
    Mahkemenin gerekçeli kararında açıklandığı üzere, kendi bilgisi ölçüsünde yeterli bilgi verdiği kabul edilen sanığın, hakkında örgüt üyeliğinden soruşturma başlatıldığını öğrenmesi üzerine kendi rızasıyla kolluk birimlerine teslim olup etkin pişmanlık kapsamında ifade verdiğinin anlaşılması karşısında, söz konusu olayda gönüllü teslim olma şartlarının oluştuğunun kabul edilmesinin gerektiği, bu anlamda sohbetlere katılma ve örgüte maddi anlamda destekte bulunma gibi örgütsel faaliyetler ve örgüt mensupları hakkında örgütte kaldığı süre ve konumuna uygun bilgiler vermek suretiyle suçun aydınlatılmasına katkıda bulunan, samimi şekilde pişmanlık duyan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221/4-1. cümlesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b)Kabul ve uygulamaya göre;
    Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen temel cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi ile artırılması sırasında artırım oranının doğru uygulanmasına karşın uygulanan kanun maddesinin fıkra belirtilmeksizin aynı Kanunun 5. maddesi olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu


    nedenlerle BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Sivas 3. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.05.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi