14. Hukuk Dairesi 2019/3409 E. , 2019/8478 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30/10/2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 08/07/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, imar uygulamasının iptalinden kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine yöneliktir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazın civar parsellerle birlikte 06/09/2007 tarihli, 2007/786 sayılı ... Belediye Encümen kararına dayalı olarak imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve oluşan imar parsellerinden 1825 ada 27 parsel sayılı taşınmazda davacının davalı ile paydaş kılındığını, anılan imar uygulamasının idari yargı yerince iptal edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve taşınmazın kadastral mülkiyet ve geometrik durumuna ihyasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 6360 sayılı Kanunun 1/5. maddesi ile davalı ... İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin 30/03/2014 tarihinde sona erdiği, bu doğrultuda dava konusu taşınmazdaki davalı payının davacı Hazineye geçtiğinden davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır.
O halde; imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK"nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; dayanaksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır.
Ayrıca; kadastral parselin ihyasının, imar uygulamasıyla kadastral parsel sınırları üzerinde oluşturulan imar parsellerinin kadastral parsel içerisinde kalan kısımlarının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilerek tescili suretiyle mümkün olabileceği gözetildiğinde; ihyası istenilen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespitiyle kayıt maliklerinin davada yer almaları gerektiği de açıktır.
Somut olaya gelince, davacı Hazinenin ihyasını talep ettiği 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazın, 1685 sayılı kütük sayfasında kayıtlı 1671 sayılı parselin 14/03/2006 tarihli, 4251 yevmiye sayılı imar işlemi nedeniyle kapatılması sonucu oluştuğu, 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazda davacı Hazinenin, davalı İl Özel İdaresinin ve dava dışı ... Belediyesinin paydaş kılındığı anlaşılmaktadır. 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmaz, ... Belediye Başkanlığının 06/09/2007 tarihli, 2007/786 sayılı encümen kararına dayalı olarak yapılan imar uygulaması sonucu 1825 ada 27 parsele şuyulanmış; yapılan imar uygulamasının, ... 9. İdare Mahkemesinin, 26/04/2011 tarihli, 2010/381 Esas- 2011/1001 sayılı Kararı ile iptaline karar verilerek, iptal kararının 18/03/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Öte yandan ... Belediye Başkanlığının, 03/10/2012 tarihli 2012/1791 sayılı encümen kararı ile davaya konu 1825 ada 27 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu alanda tashihen imar uygulaması yapılmasına karar verildiği, bu encümen kararının iptali için Hazine tarafından açılan davanın henüz kesinleşmediği dosya arasındaki evraktan anlaşılmaktadır.
Davacı Hazinenin talebi, 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazın ihyasına yönelik olduğundan, davanın kabulüne karar verebilmek için 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazda yapılan imar uygulamalarının tümünün iptal edilmiş olması gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere taşınmazın bulunduğu alanda ... Belediye Başkanlığının, 03/10/2012 tarihli 2012/1791 sayılı encümen kararına istinaden yapılan imar uygulamasının idari yargı yerince iptal edilip edilmediği hususunun araştırılarak varsa imar uygulamasının iptaline dair verilen kararın kesinleşme şerhli sureti dosya arasına alınmalıdır. İhyası talep edilen taşınmazda paylı mülkiyet söz konusu olduğundan ve paydaşın kendi payına yönelik ihya talebi üzerine verilecek kabul kararının, kısmi ihyaya sebep olacağı gözetildiğinde 1825 ada 22 parselin davada yer almayan paydaşının da davaya katılımı öncelikli olarak sağlanmalıdır.
O halde, mahkemece öncelikle 1825 ada 22 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşının davaya katılımı sağlandıktan sonra mahallinde keşif yapılmak suretiyle dava konusu ihyası istenen parsel sınırları üzerinde imar uygulaması ile oluşturulan alanlar (imar parselleri, yol, park vb.) belirlenip, bu kapsamdaki imar parsellerinin tapu kayıtları getirtildikten sonra, dava dışı tapu kayıt malikleri aleyhine aynı taleple dava açmak üzere davacıya usulüne uygun süre verilmesi, açıldığı taktirde eldeki dava dosyası ile birleştirilmesi; taraf teşkili sağlandıktan ve taşınmazın bulunduğu alanda yapılan imar uygulamaları ve bu uygulamaların idari yargı yerince iptal edilip edilmediği usulünce araştırıldıktan ve varsa derdest iptal davalarının sonucu beklenildikten sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.