21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8052 Karar No: 2017/2141 Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/8052 Esas 2017/2141 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2016/8052 E. , 2017/2141 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun, (1) sayılı tarifesinin A.III.1.a maddesinde konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68,31 oranında karar ilâm harcı alınacağı düzenlenmiştir. Bunun yanında, 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerine göre, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, anlaşılır, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, çelişkisiz ve uygulanabilir olması, kararın gerekçesi ile sonucunun tam bir uyum içinde kurulması, son oturumda tutanağa yazılıp tefhim edilen karar ile sonradan yazılan gerekçeli karardaki hüküm sonucu ve gerekçe bölümünün uyumlu olması gerekir. Somut olayda ise, hüküm fıkrasında yargılama giderleri ve harçlarla ilgili olarak birbiriyle çelişecek şekilde, farklı hükümler kurulduğu, bu hususun infazda tereddüt oluşturacağı anlaşılmaktadır. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, H.M.K.’nun geçici 3. maddesi gereğince ve H.U.M.K.’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 12/01/2016 tarihli hüküm fıkrasının 2, 3, 3-a ve 3-b benltlerinin tamamen silinmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.Başkan Not:Önceki bozma ilamında iadesine karar verilen harç miktarları dikkate alınmamıştır.