10. Hukuk Dairesi 2020/6985 E. , 2020/7200 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... İş Mahkemesi
Dava, iş kazası ölümünden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacılar, davalı .... ve davalı ... vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Istanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar vekili dava dilekçesinde; mütevefa sigortalının ağaçları kestiği sırada elektrik akımının atlaması sonucu patlama ile yaralandığı ve kaldığı hastanede bahisle davacı eş için 40.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi, çocuk ... için 5000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, çocuk ... için 5000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, baba için 50.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalılar vekilleri; davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar, davalı ... ve davalı Aktif Enerji vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesince davacıların istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353/1-b-3 maddesine göre kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği tarihin 22/11/2012 olduğunu, Mahkemece yapılan tarih hatasının düzeltilmesini, davacı eş için yüksek evlenme ihtimali uygulandığını, hükmedilen manevi tazminatların az olduğunu, müteveffaya isnat edilen %10 kusurunun hatalı olduğunu, davalıların asli ve tam kusurlu olduğunu, Kurbil ve Aktif Enerjinin birbirinin devamı iki şirket olduğunu, bu nedenle davalı Aktif Enerji şirketinin kusurlu ve müşterek müteselsil sorumlu sayılması gerektiğini, hatalı hesap bilirkişi raporunda destek payının toplam %70 alındığını ancak müteveffanın %30 oranında ayni desteği olacağının gözardı edildiğini, her bir davacı yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplaması yapılmasının gerektiğini, red yönünden davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu, yargılama giderlerinin daha fazla olmasına rağmen daha düşük hesaplandığını, kabul red oranının hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat için avans faizi yerine hatalı olarak yasal faize hükmedildiğini,
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kazanın meydana geldiği tarihin 22/11/2012 olduğunu, mahkemenin davacının talebini aşarak kaza tarihinden 1 yıl öncesinden başlayarak yasal faize hükmettiiğini, müteveffanın Kuruluş personeli olmadığını, Kuruluşlarından tamamen ayrı olan diğer davalı ... Mühendislik çalışanı olduğunu, ... şirketi çalışanları ile kuruluşları arasında alt işveren- üst işveren ilişkisi bulunmadığını, iş kazasının yaşandığı gün sahada çalışan hat bakım elemanlarından veya ilgili firmadan bakım yapılan e.i hattında enerjinin kesilmesi yönünde kuruluşlarına herhangi bir talepte bulunulmadığını, bu nedenlerle kusurlu olmadıklarını, hesaplamalara esas teşkil eden işçi ücretinin çok yüksek belirlendiğini, raporda davacının sanki Enerji sendikası üyesiymiş gibi kabul edilerek ... sendikasından gelen yazı cevabında belirtilen ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, davacının ünvanı, kıdemi ve işyerinde çalıştığı yıllar belirtilerek ne kadar ücret alabileceğinin meslek odalarından sorulmalsı gerektiğini, bu konudaki ispat yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunu, ıslah talebinin zaman aşımına uğradığını, ıslah dilekçesi ile talep edilen faizi kabul etmediklerini beyanla kararın bozulmasını talep etmşlerdir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Davacı Babanın Manevi Tazminat İstemlerine İlişkin Hükümler Yönünden;
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL, 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için ise 72.070,00 TL‘dir
Somut olay incelendiğinde, davacı babanın manevi tazminat istemleri hakkındaki hükümlerin miktar yönünden yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, davacılar ve davalı ... vekillerinin anılan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Diğer Hükümler Yönünden;
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle davacıların tüm, davalı ..."ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir
İlk derece mahkemesince, davalılardan ...."nin dava konusu olayda kusurunun bulunmaması nedeniyle bu şirket açısından davanın reddine, eş için 354.147,77-TL maddi, 60.000,00 TL manevi, çocuk ... için 84.732,97-TL maddi, 20.000,00 TL manevi, çocuk ... için 105.558,01-TL maddi, 20.000,00 TL manevi, baba için 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 22.11.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan ..., ... Mühendislik Elektrik Makina İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verildiği, davacılar ile davalı .... ve davalı ... vekili tarafından bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi‘nce, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalılardan ....’nin dava konusu olayda kusurunun bulunmaması nedeniyle bu şirket açısından davanın reddine, eş için 369.155,00-TL maddi, 60.000,00 TL manevi, çocuk ... için 89.216,00-TL maddi, 20.000,00 TL manevi, çocuk ... için 110.296,00-TL maddi, 20.000,00 TL manevi, baba için 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 22.11.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan ..., ... Mühendislik Elektrik Makina İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; SGK tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde, müteveffa sigortalının %10, davalıların ise %90 oranında kusurlu bulundukları anlaşılmıştır.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.
Sigortalının ya da iş kazasında ölüm halinde hak sahiplerinin açtıkları maddi tazminat davalarında maddi zarar kazalının gerçek net ücreti üzerinden yapılacak hesaplama ile belirlenmelidir. Sigortalının maddi tazminatının saptanmasında ilke olarak öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda, iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe sigortalının hat bakım teknisyeni olduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden belli olmaktadır. Mahkemece emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret araştırılmış, bu amaçla; ....‘dan kazalının kaza tarihinde alabileceği ücretler sorulmuş ve hükme esas alınan hesap raporunda; davacı taraflarca bildirilen ücreti aşmamak üzere ... tarafından bildirilen emsal ücret gözönünde tutularak sigortalının ücretininin, asgari ücretin 3 katı olduğu kabul edilerek sonuca varılmıştır. Oysa kazalı işçinin olay anında sendikalı olduğuna ilşkin dosyada her hangi bir kayıt bulunmamaktadır.
Yargıtay kararlarında istikrar kazanmış uygulamaya göre hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle davacı sigortalının olay tarihindeki yaşı, kıdemi ve yaptığı iş (kalıp işçisi) dikkate alınarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ile işin yapıldığı yerdeki Meslek Odalarından ücret araştırması yapılmak suretiyle davacının alabileceği ücretin belirlenmesi gerekmektedir. Öte yandan yapılacak yeni hesapta usuli kazanılmış hak da dikkate alınarak temyize konu dosyada 09/01/2017 tarihli hesap raporundaki verilerin dikkate alınması (ancak bahse konu bu raporda hatalı olarak ilk peşin sermaye değeri toplamının tazminattan mahsup edildiği, davalıların kusur oranına denk gelen kısmının indirilmesi gerektiğinin gözönünde bulundurulması) işlemiş devrenin bu raporda kabul edilen tarihten ileri çekilmemesi, bu rapordan sonra yürürlüğe giren asgari ücretteki farkların rapora yansıtılmaması suretiyle maddi tazminat alacağının belirlenmesi gerekmektedir.
2-İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.
Somut olayda, dava konusu iş kazasının 22/11/2012 tarihinde meydana geldiği, dava ve ıslah dilekçesinde maddi ve manevi tazminatlara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş iken; mahkemece isteme aykırı olacak şekilde 22/11/2011 tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ...‘ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.