3. Ceza Dairesi 2016/18351 E. , 2017/551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair
Dairemizin 24.11.2016 tarih ve 2016/16477 esas – 2016/19515 sayılı ONAMA kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 14.12.2016 tarih 1-2015/428747 sayılı itiraznamesi ile özetle; "Eylemde kullanılan vasıtanın cinsi, yaranın isabet ettiği bölgenin nahiyesi, vücuda ika edilen darbenin adeti, darbelerin tekrarı yönünden, mani engel bulunup bulunmadığı, sanığın olaydan önce ve olaydan sonraki davranışları hususları ayrı ayrı tartışılıp netice olarak sanığın kastının katılanı öldürmeye yönelik olduğu, bu nedenle sanığın 5237 sayılı TCK"nin 81/1, 35. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gerekçesi ile hükmün BOZULMASINA karar verilmesi" istemiyle Dairemizin 24.11.2016 tarih ve 2016/16477 Esas, 2016/19515 Karar sayılı ONAMA kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA karar verilmesi talebiyle dosyanın 05.07.2012 tarih ve 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nin 308. maddesine eklenen 2 ve 3. bentler ile aynı Kanunun 101. maddesi gereğince itirazen incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine yapılan incelemede;
Sanık ile müşteki arasında önceye dayalı bir husumetin bulunmadığı, sanık ile muhtar olan müştekinin içkili lokantada tesadüfen karşılaştıkları, arazi sulaması nedeniyle tartıştıkları, tartışmanın alevlenmesi üzerine müştekiye 2-3 metre mesafede bulunan sanığın üzerinde taşıdığı çalışır durumdaki tabanca ile iki el ateş ederek müştekiyi yaraladığı olay incelendiğinde; elinde çalışır durumda tabanca bulunan ve silah kullanmasını dosyaya sunulan evraklardan iyi bildiği anlaşılan sanığın tabancasındaki tüm mermileri kullanıp müştekiye hiçbir kurtulma şansı vermeksizin eylemini icra etme imkanı var iken bu yönde bir hareketinin bulunmaması, sanığın olay akabinde teslim etmiş olduğu tabanca üzerinde yapılan incelemede silah içerisinde toplam 6 adet merminin daha bulunduğu ve olay esnasında sanığın sadece 2 adet mermi kullandığı, ayrıca müştekinin 10.11.2015 tarihli duruşmada alınan beyanında "Mermilerden biri belimin sol tarafına diğeri de sol elimin parmağına isabet etmişti. Önce yere oturdum. Sonra da kalkıp dışarı çıktım ve kapı kenarına geçip oturur vaziyette durdum. Sanık bu sırada peşimden dışarı çıktı elinde tabanca halen duruyordu. Bana baktığında ben kendisine "Yeğenim ben sana ne yaptım da beni vurdun" dedim. Kendisi bana baktı bir cevapta vermedi. İstese o sırada da bana atabilirdi, yaralı vaziyetteydim. Devamında etrafında bulunan kişiler sanığı içeri aldılar. Beni de tedavi için oradan gönderdiler. ateş edildiği esnada aramızdaki mesafe 2-3 metre civarında idi. "şeklinde açıklamada bulunması, tanık ..."in olayın akabinde alınan 21.09.2015 tarihli ilk ifadesinde "Ben ..."i işyerinden çıkartacağım esnada iki el silah sesi duydum. Bunun üzerine arkamı döndüğümde ..."nın elinde silah olduğunu ve ..."e doğru yönelttiğini gördüm ve elinden almaya çalıştım." şeklindeki ifadesinden tanık ..."in sanığa olan müdahalesinin, sanığın elindeki tabancayla katılana serbest şekilde iki el atış yaptıktan sonra olduğu, kısa süreli ve mahiyeti tam olarak anlaşılamayan bu müdahalenin ardından sanığın elinde içinde 6 adet daha mermi bulunduğu anlaşılan atışa hazır tabancayla tekrar kapı önünde yaralı olarak yatan katılanın başına gittiği, bu esnada sanığın katılan beyanından da anlaşılacağı üzere tabancasını tekrar ateşleyip katılanı öldürmeye çalışma imkanına sahip bulunmasına rağmen tabancasını ateşlemeden olay yerinden ayrıldığının sabit olması da dikkate alındığında, sanığın elverişli vasıta ile icra hareketlerine rahatça devam ederek harici hiçbir engel veya diğer bir mani olmaksızın fiili sonuçlandırma imkanı var iken bu yönde bir harekete tevessül etmeyerek mağdura karşı fiilini serbest iradesi ile sonlandırması sanığın doğrudan doğruya yaralama kastıyla hareket ettiği neticesine ulaşılmasına sebebiyet vermiş, bu doğrultuda sanığın fiili yaralama olarak kabul edilmiştir.
Dairemizin ONAMA kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.12.2016 tarih ve 1-2015/428747 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan itirazın REDDİ ile 5271 sayılı CMK’nin 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 24.11.2016 tarih ve 2016/16477 Esas-2016/19515 Karar sayılı kasten yaralama suçu nedeniyle verilen ONAMA kararı ile ilgili itirazın incelenmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 24.01.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sanık ..."nın mağdur..."e yakın mesafeden, hayati tehlike arz eden bel bölgesini hedef alarak tabanca ile ateş etmesi, sonrasında atışa devam ederek ikinci atışı yapması, bu sırada tanık ..."in kendisine
müdahale ederek sanığın elindeki silahı almaya çalışması nedeniyle sanığın ikinci atışını katılanın hayati bölgesine isabet ettirememiş olması hususları bir arada değerlendirildiğinde sanığın öldürme kastıyla hareket ettiği anlaşıldığından ve hükmün bu yönde bozulması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının eylemin adam öldürmeye teşebbüs olduğu iddiasıyla yapmış olduğu itirazın reddi düşüncesine katılmıyorum.