Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8925
Karar No: 2020/1180

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8925 Esas 2020/1180 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/8925 E.  ,  2020/1180 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... ile Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, 16.01.2008 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi, ... köyünde bulunan 129 ada 40 parsel numaralı taşınmazın bir kısmının aynı yerdeki 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi sebebiyle yüzölçümünün küçüldüğünü ve tespitin hatalı olduğunu belirterek bu taşınmazlara ait kadastro tespitinin iptalini ve 129 ada 41 sayılı parsel içerisinde bulunan ve kendi kullanımında olan kısmın da 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaza eklenerek adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın dosyada mevcut fen raporuna ekli kroki 2"de (A) harfi ile kırmızı çizgilerle gösterilen 3578,82 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile iptal edilen bu kısmın dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle toplamda 5416,59 m2 yüzölçümüyle tarla vasfıyla davacı adına tespit ve tesciline, fen raporunda 5305.06 m2 yüzölçümüne sahip kısmının ise tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine, Orman Yönetimi, ... ve ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.11.2016 tarih 2015/10139-2016/11513 E.K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazların %5-10 arasında eğime sahip olduğu, memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman olmayan açık renkli alanda kaldığı, amenejman planında ise ocak alanı içerisinde kaldığı ve 18.10.2007 tarihinde kesinleşen orman kadastro çalışmalarında söz konusu taşınmazların orman sınırları dışında kaldığı tespit edilmiş, keşif esnasında dinlenen tespit bilirkişisi ve senet tanıklarının beyanları ile davaya konu 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın davalılarla ilgisi olmadığı ve taşınmazın ... ait olduğu, bu şahsın ise vefatından sonra mirasçılarının da dava konusu 129 ada 41 sayılı parseli kullanmadığı ve yaklaşık 30 yıldır dava konusu taşınmazın kullanılmadığı kabul edilmiş, dosya arasında bulunan harici satış senedi ve senetteki yüzölçümü dikkate alınarak davacının babasından ekli zilyetlikle birlikte kullanımında olan alanın toplamda 5416,59 m2 olduğu ve 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz içinde bulunan 3578,82 m2"lik bölümün de davacı adına tespit ve tesciline karar verilmiş, dava konusu 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın 5305.06 m2"lik kısmı için ise 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14. maddesinde yer alan zilyetlikle kazanma koşulunun davalılar için oluşmadığı tespit edilerek bu bölümün tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tesciline karar verilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporlarına göre, dava konusu taşınmaz 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz olup bu parsel davalılar ... ve ... adlarına 1/2 pay ile tespit edilmiştir. Eldeki davanın sadece tespit maliklerine yöneltilmesi zorunludur. Hazine ve Orman Yönetimi tespit maliki olmadığına göre davada taraf sıfatları bulunmamaktadır ve davaya dahil edilmiş olmaları kendilerine taraf sıfatı kazandırmayacaktır.
    6100 sayılı HMK"nın 26. maddesi gereğince hakim taleple bağlıdır ve bu ilke gereğince davanın taraflar arasında görülüp sonuçlanması zorunludur. Mahkemece talep aşılarak 129 ada 41 sayılı parselin bir kısmının açılmış bir davası olmadığı ve somut olayda 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinin uygulanmasının da sözkonusu olamayacağı gözetilmeden dava dışı olan Hazine adına tespit ve tescili doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir." gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda;
    1- Davanın kabulüne,
    2- Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 129 ada 41 parsel sayılı taşınmazın dosyada mevcut 27.10.2014 tarihli Kadastro Teknik bilirkişisi ... raporuna ekli kroki 2"de (A) harfi ile kırmızı çizgilerle gösterilen 3578,82 m2"lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile, iptal edilen bu kısmın dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkiinde kain 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle toplamda 5416,59 m2 yüzölçümüyle tarla vasfıyla Ahmet oğlu 1965 doğumlu davacı ... adına tespit ve tesciline, iptal edilmeyen kısmın tespit gibi tesciline,
    3- Davalılar ... ve ... yönünden taraf sıfatı bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davalılar ... ve ... ile Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    3402 sayılı Kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları sırasında 129 ada 40 parsel sayılı taşınmaz 1837,77 m2 olarak davacı adına tespit edilmiş, 129 ada 41 parsel sayılı taşınmaz ise 8883,88 m2 olarak davalılar ... ve ... adına tespit edilmiştir.
    Her ne kadar mahkemece dava konusu taşınmazın bir kısmının tapusunun iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmiş ise de verilen karar doğru değildir. Şöyle ki mahkemece dava konusu taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenilen yerel bilirkişiler ile davacı tarafın sunduğu senet tanıkları, dava konusu taşınmazın dava dışı ... isimli kişiye ait olduğunu ve gerek davacı gerekse davalı tarafından kullanılmadığını beyan etmişlerdir. Ayrıca aldırılan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın uzun zamandır kullanılmadığı belirtilmiştir. Bu sebeple taşınmaz üzerinde gerek davacının gerek davalının zilyetliğinin olmadığı belirlendiğinden ve somut olayda 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereği gerçek hak sahibinin araştırılma koşulları oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ... ve ... ile Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/03/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi