9. Ceza Dairesi Esas No: 2020/4079 Karar No: 2020/497 Karar Tarihi: 10.06.2020
Görevi Kötüye Kullanmak - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/4079 Esas 2020/497 Karar Sayılı İlamı
9. Ceza Dairesi 2020/4079 E. , 2020/497 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Görevi Kötüye Kullanmak Hüküm : Sanık ... hakkında TCK"nın 257/1, 62, 50, 52/2 madde ve fıkraları gereğince adli para cezası, Diğer sanıklar hakkında; Beraat
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin temyizinin, sanık ..."ya hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükmüyle sınırlı olduğu, sanıklar ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik bir temyizin bulunmadığı gözetilerek, sanık ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında beraat hükümlerine hasren yapılan incelemede; 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesindeki "hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir." şeklindeki düzenlemesine göre, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılmasının yasaya aykırı olduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09/10/2007 gün ve 2007/11-44-200 sayılı Kararlarında ve süregelen uygulamalarında vurgulandığı gibi bir olayın açıklanması sırasında başka bir hadiseden söz edilmesinin o hadise hakkında da dava açıldığını göstermeyeceği ve dava konusu yapılan eylemin açıklıkla ve bağımsız olarak gösterilmesi gerektiği, bu kapsamda sanık ... hakkında düzenlenen 11/03/2009 tarih ve 2009/1798 esas numaralı iddianamede, “Belirtilen defter ve belgeler kooperatiften ayrıntılı olarak istenmesine rağmen şüpheliler tüm eksik defter ve belgeleri maazeret göstermeksizin teslim etmeyerek inceleme yapılmasını sonuçsuz hale getirmişler ve kurdukları kooperatif işlerinin yönetimi, kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda yeterli gayreti göstermedikleri” eylemi nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı, iddianamede zimmet suçu veya bu suça iştirak olarak nitelendirilebilecek bir isnat ve anlatımın bulunmadığı, birleşen dosyada 20/11/2009 tarih ve 2009/12797 esas sayılı iddianamede sanık ... hakkında zimmet suçuna ilişkin isnatlar mevcut ise de; bu iddianame ile hakkında dava açılmayan sanık ..." a teşmil edilemeyeceği ayrıca 5237 sayılı TCK"nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan, bu nedenle dolaylı failliğe elverişli bulunmayan TCK"nın 247 maddesinde düzenlenen zimmet suçunun, kooperatif yöneticisi olmayan, yüklenici firma sahibi sanık ... tarafından işlenemeyeceği, kooperatif yönetiminde bulunanlar hakkında açılmış bir kamu davası bulunmaması, faili bulunmayan suça şerikliğin mümkün olmaması nedeniyle bu aşamada sanık ..."nın zimmet suçuna azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulamayacağı anlaşılması karşısında tebliğnamenin görüşüne iştirak edilmemiştir. Sanıklara yüklenen görevi kötüye kullanma suçunun 5237 sayılı TCK"nın 257. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihi ile temyiz inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 10.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.