4. Ceza Dairesi Esas No: 2016/13046 Karar No: 2020/8719 Karar Tarihi: 06.07.2020
Tehdit - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2016/13046 Esas 2020/8719 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir tehdit davasında sanık, mağdura gönderdiği tehdit içerikli mesajlarla suçlandı. Yerel mahkeme, söylenen sözlerin suç kastı taşımadığı gerekçesiyle sanığı beraat ettirdi. Ancak temyiz edilen kararda, tehdit suçunun oluştuğu belirtilerek beraat kararının kanuni temelden yoksun olduğu ve bozulması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu ifade edilerek, sanıkların hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk olduğu belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri TCK\"nın 106/1-1. cümlesi, 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK\"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu\"nun 2 ve 7. maddeleri ile 1412 sayılı CMUK\"nın 321. maddesi.
4. Ceza Dairesi 2016/13046 E. , 2020/8719 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: 1)Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur. Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilmesi olanaklı ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir. Bu açıklamalar doğrultusunda; 21/07/2014 tarihli mesaj tespit tutanağında da belirtildiği üzere, sanığın mağdura yönelik " sen şimdi rahat mı gezecen", " sen kefeni giy bakayım" ," senin altındaki karını alacam" şeklinde mesajlar gönderdiğinin kabul edilmesi karşısında, söylenen sözlerin objektif olarak elverişli ve yeterli olması nedeniyle olayda TCK"nın 106/1-1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçlarını oluştuğu gözetilmeden, ""suç kastı taşımadığı"" biçimindeki kanuni temelden yoksun gerekçeyle beraat kararı verilmesi, 2)Sanığın suçunun sübutu halinde ise; 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş ve sanıklara isnat edilen TCK"nın 106/1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamında bulunduğu anlaşılmış olmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 06/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.