Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda alacaklı vekili Av. C. Y.. tarafından verilmiş olduğunu iddia ettiği ibranameye dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun itfa edildiği nedeniyle takibin iptalini istemiştir. İcra İflas Kanununun konuyla ilgili 71/2.maddesinde; "borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belgeyle ispat ederse, takibin iptal veya talikine her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" yasal düzenlemesine yer verilmiştir. Borçlu, yukarıda açıklanan yasa maddesine uygun olarak noterden tasdikli bir belge ibraz edememiş, sadece alacaklı vekilinin verdiğini iddia ettiği adi nitelikteki 09.06.2006 tarihli ibra belgesine dayanmış bulunmaktadır. Alacaklı asilin, icra dairesine verdiği 12.10.2006 havale tarihli dilekçede, anılan ibranamenin azlettiği eski vekili tarafından verildiğini beyan ederek ibranamedeki imzanın vekiline ait olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar alacaklı asil, ibranameyi düzenleyen vekilini azlettiğini ileri sürmüş ise de, ibranamenin 09.06.2006 tarihinde düzenlenmiş olması ve alacaklı tarafından vekilinin İstanbul ...Noterliği’nin 05.07.2006 tarihli azilnamesi ile vekaletten azledilmiş olması karşısında ibranamenin düzenlendiği tarihte vekalet görevinin devam ettiği görülmektedir. Alacaklı asilin ibranamenin vekili tarafından verildiğinin kabul edilmiş olması karşısında itfa itirazına dayanak yapılan anılan belgenin İİK’nun 71/2.maddesinde sayılan imzası ikrar edilmiş belgelerden olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda borçlu, itfa itirazını imzası ikrar edilmiş belgeyle ispatladığına göre, mahkemece itirazın kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA),29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.