Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/9688 Esas 2019/3502 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9688
Karar No: 2019/3502
Karar Tarihi: 08.05.2019

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/9688 Esas 2019/3502 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davanın konusu, 156 ada 360, 362 ve 364 parsel sayılı taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açılmasıdır. Mahkeme dava konusu taşınmazların kazanımının mümkün olmadığına ve diğer sebeplerden dolayı davanın reddine karar vermiştir. Davacı taraf, mahkeme kararını temyiz etse de, temyiz isteği reddedilmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi, kesinleşen taşınmazlar için on yıllık hak düşürücü süre uygulamasını düzenlemektedir. Ancak, dava konusu taşınmazların kesinleşmediği ve idari yoldan Hazine adına tescil edildiği için bu hüküm uygulanmamaktadır. Ayrıca, kayıtlı taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığı belirtilmektedir.
16. Hukuk Dairesi         2016/9688 E.  ,  2019/3502 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan ve 22.06.1983 tarihinde idari yoldan 1257 parsel numarası ile 50500 metrekare yüzölçümlü olarak arsa vasfıyla Hazine adına tescil edilen taşınmazdan ifrazen oluşan 156 ada 360 ve 364 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış, yargılama sırasında aynı parselden ifraz olan 156 ada 362 parsel sayılı taşınmazın da dava konusu olduğunu belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, dava konusu 156 ada 360, 362 ve 364 parsel sayılı taşınmazların 22.06.1983 tarihinde kesinleştiği 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi gereğince kadastro tespit tarihinden itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı, davacının da süresinde itirazda bulunmadığı, ayrıca Hazine adına tapuda kayıtlı olan taşınmazın kadastro tespitinden sonraki zilyetliğe dayalı olarak kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde düzenlenen on yıllık hak düşürücü süre, hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlara ilişkin olup, dava konusu taşınmazların ifrazen geldiği 1257 parsel sayılı taşınmaz 22.06.1983 tarihinde idari yoldan Hazine adına tescil edildiğine ve hakkında tutanak düzenlenmediğine göre, dava konusu taşınmazlar için hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahsetmek doğru değildir. Ancak, davacı 1987-1988 yılından bu yana taşınmazlara zilyet olduğunu belirtmiş olduğundan, tapuya kayıtlı taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığına göre, verilen ret kararı neticesi itibarıyla doğru bulunduğundan davacı ... vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz edenden alınmasına,
    yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.